Unveiling Secrets: Treasure Hunt in the Grand Bazaar
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Unveiling Secrets: Treasure Hunt in the Grand Bazaar
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Unveiling Secrets: Treasure Hunt in the Grand Bazaar Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/unveiling-secrets-treasure-hunt-in-the-grand-bazaar/ Story Transcript: Tr: Kapalıçarşı'nın serin koridorları dar ve...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/unveiling-secrets-treasure-hunt-in-the-grand-bazaar
Story Transcript:
Tr: Kapalıçarşı'nın serin koridorları dar ve karanlıktı.
En: The cool corridors of the Grand Bazaar were narrow and dark.
Tr: Hareketli alışveriş sesleri yankılanıyordu.
En: The lively sounds of shopping echoed.
Tr: Mehmet ve Elif, eski bir harita bulmuşlardı.
En: Mehmet and Elif had found an old map.
Tr: Bu harita bir hazineye giden yolu gösteriyordu.
En: This map showed the way to a treasure.
Tr: Haritayı, Kapalıçarşı’daki eski dükkânların birinin arkasında bulmuşlardı.
En: They had found the map behind one of the old shops in the Grand Bazaar.
Tr: Mehmet, haritayı dikkatlice inceledi.
En: Mehmet examined the map carefully.
Tr: "Burası yakınlarda bir yer olmalı," dedi.
En: "This place must be somewhere nearby," he said.
Tr: Elif merakla haritaya baktı.
En: Elif looked at the map with curiosity.
Tr: "Ama burada çok eski semboller var. Anlamamız zor olabilir." dedi.
En: "But there are very old symbols here. It might be hard to understand them," she said.
Tr: İkisi birlikte haritadaki sembolleri çözmeye çalıştı.
En: Together, they tried to decipher the symbols on the map.
Tr: "Bak burada bir kilit sembolü var," dedi Mehmet.
En: "Look, there’s a lock symbol here," said Mehmet.
Tr: "Gizli bir kapı olabilir mi?" diye sordu Elif.
En: "Could it be a hidden door?" asked Elif.
Tr: Mehmet başını salladı.
En: Mehmet nodded.
Tr: "Belki de eski bir dükkanın arkasında gizli bir giriş vardır," diye düşündü Mehmet.
En: "Maybe there is a secret entrance behind an old shop," Mehmet thought.
Tr: Onlar sembolleri çözmeye çalışırken, birden bir gölge hareket etti.
En: As they were trying to solve the symbols, suddenly a shadow moved.
Tr: Elif fark etti.
En: Elif noticed it.
Tr: "Bizi izliyorlar mı?" diye fısıldadı.
En: "Are we being watched?" she whispered.
Tr: Mehmet de tedirgin oldu.
En: Mehmet became uneasy too.
Tr: Hızlıca çevrelerini kontrol ettiler.
En: They quickly checked their surroundings.
Tr: Kimseyi göremediler.
En: They couldn’t see anyone.
Tr: Mehmet ve Elif, haritayı takip etmeye karar verdiler.
En: Mehmet and Elif decided to follow the map.
Tr: Birlikte Kapalıçarşı'nın labirent gibi sokaklarında ilerlediler.
En: Together, they advanced through the labyrinth-like streets of the Grand Bazaar.
Tr: Harita, onları eski ve terkedilmiş bir dükkana götürdü.
En: The map led them to an old and abandoned shop.
Tr: Kapıda eski, paslı bir kilit vardı.
En: There was an old, rusty lock on the door.
Tr: Mehmet kilidi çözmek için haritayı tekrar inceledi.
En: Mehmet examined the map again to unlock the lock.
Tr: "Buradaki semboller kilidi açmanın yolunu gösteriyor olabilir," dedi.
En: "The symbols here might show the way to open the lock," he said.
Tr: Elif dikkatle sembolleri takip etti ve kilitteki küçük düğmeleri doğru sırayla bastı.
En: Elif carefully followed the symbols and pressed the small buttons on the lock in the right order.
Tr: Kilit tıkırdadı ve açıldı.
En: The lock clicked and opened.
Tr: Mehmet kapıyı iterek açtı ve içeri baktılar.
En: Mehmet pushed the door open and they looked inside.
Tr: Gözleri karanlığa alıştığında, eski merdivenleri gördüler.
En: As their eyes adjusted to the darkness, they saw old stairs.
Tr: Merdivenlerden aşağıya inmek çok korkutucuydu ama hazineye ulaşmaları gerekiyordu.
En: Descending the stairs was very frightening, but they needed to reach the treasure.
Tr: Merdivenlerin sonunda büyük bir oda vardı.
En: At the bottom of the stairs, there was a large room.
Tr: Odanın ortasında eski bir sandık duruyordu.
En: In the middle of the room stood an old chest.
Tr: Mehmet ve Elif, sandığa doğru adım attılar.
En: Mehmet and Elif stepped towards the chest.
Tr: Sandığı açtılar ve gözleri parladı.
En: They opened it, and their eyes sparkled.
Tr: İçerisi altınlar ve mücevherlerle doluydu.
En: Inside, it was filled with gold and jewels.
Tr: Haritanın sonunda onları gerçek bir hazineye götürdüğünü anlamışlardı.
En: They realized that the map had led them to a real treasure.
Tr: Tam o sırada bir ses duydular.
En: Just then, they heard a voice.
Tr: "Ne yapıyorsunuz burada?" diye bağırdı tedirgin bir ses.
En: "What are you doing here?" a nervous voice shouted.
Tr: Mehmet ve Elif hızla döndüler ve onları takip eden gölgeyi gördüler.
En: Mehmet and Elif quickly turned around and saw the shadow that had been following them.
Tr: Eski bir koruyucu olduğunu anladılar.
En: They realized he was an old guardian.
Tr: "Biz sadece haritayı takip ediyorduk," dedi Mehmet.
En: "We were just following the map," Mehmet said.
Tr: Koruyucu gülümseyerek, "Hazineyi bulmayı başardınız," dedi.
En: The guardian smiled, "You have managed to find the treasure," he said.
Tr: "Ama onu korumanız gerekiyor. Yanlış ellere geçmemeli."
En: "But you must protect it. It should not fall into the wrong hands."
Tr: Mehmet ve Elif, hazineyi dikkatlice saklamaya karar verdiler.
En: Mehmet and Elif decided to carefully hide the treasure.
Tr: Onu güvenli bir yere taşıdılar ve koruyucunun yardımıyla gizlediler.
En: They moved it to a safe place and hid it with the guardian’s help.
Tr: Kapalıçarşı'nın derinliklerinde bir sır daha saklandığını biliyorlardı, ama artık bu sırrı koruyacaklardı.
En: They knew that another secret was hidden in the depths of the Grand Bazaar, but they would now protect this secret.
Tr: Sonunda, Mehmet ve Elif, bu heyecanlı maceradan bir ders çıkardılar.
En: In the end, Mehmet and Elif learned a lesson from this exciting adventure.
Tr: Gizemler ve sırlar, güvenlik ve akıl ile korunmalıdır.
En: Mysteries and secrets must be protected with caution and wisdom.
Tr: Ve bazen, hazineye ulaşmak için cesaret ve dostluk yeterlidir.
En: And sometimes, courage and friendship are enough to reach the treasure.
Tr: Kapalıçarşı'dan çıktıklarında, içlerinde bir huzur vardı.
En: When they emerged from the Grand Bazaar, they felt a sense of peace inside.
Tr: Artık büyük bir sırrın koruyucularıydılar ve bunu en iyi şekilde yapacaklarına emindiler.
En: They were now the guardians of a great secret, and they were confident that they would safeguard it in the best way possible.
Vocabulary Words:
- corridors: koridorları
- narrow: dar
- echoed: yankılanıyordu
- curiosity: merak
- decipher: çözmek
- labyrinth: labirent
- abandoned: terkedilmiş
- rusty: paslı
- order: sıra
- adjusted: alıştığında
- stared: baktılar
- treasure: hazine
- sparkled: parladı
- jewels: mücevher
- guardians: koruyucular
- caution: dikkat
- wisdom: akıl
- courage: cesaret
- safeguard: korumak
- nervous: tedirgin
- symbols: semboller
- hidden: gizli
- entrance: giriş
- lock: kilit
- buttons: düğmeleri
- clicked: tıkırdadı
- frightening: korkutucu
- stepped: adım attı
- guardian: koruyucu
- safe: güvenli
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Commenti