Uncovering Ephesus: A Journey of Family and Lost Memories
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Uncovering Ephesus: A Journey of Family and Lost Memories
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Uncovering Ephesus: A Journey of Family and Lost Memories Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/uncovering-ephesus-a-journey-of-family-and-lost-memories/ Story Transcript: Tr: Yaz sıcağında Ephesus antik...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/uncovering-ephesus-a-journey-of-family-and-lost-memories
Story Transcript:
Tr: Yaz sıcağında Ephesus antik kentinin kalıntıları üzerinde parlayan güneş, yüzyıllardır saklı kalan hikayeleri aydınlatıyordu.
En: The sun shining on the ruins of the ancient city of Ephesus during the summer heat illuminated stories hidden for centuries.
Tr: Deniz ve Esra, büyükannelerinin son dileğini yerine getirmek için buradaydılar.
En: Deniz and Esra were there to fulfill their grandmother's last wish.
Tr: Deniz, titiz bir mühendis, her şeyin planlı olmasını severdi.
En: Deniz, a meticulous engineer, liked everything to be planned out.
Tr: Esra ise maceracı ve özgür ruhlu bir sanatçıydı.
En: Esra, on the other hand, was an adventurous and free-spirited artist.
Tr: İkisi kuzen olsalar da tamamen farklı insanlardı.
En: Though they were cousins, they were completely different people.
Tr: "Buralara kadar geldik," diyerek Deniz iç çekti. "Hızlıca gezip gidelim. İşlere dönmem gerek."
En: "We’ve come all this way," Deniz sighed. "Let’s make it quick and leave. I need to get back to work."
Tr: Esra ise büyülenmiş bir halde etrafına bakıyordu. "Deniz," dedi. "Büyükannemiz burayı çok severdi. Hadi biraz durup her köşesini keşfedelim. Onun hatırası için buradayız."
En: Esra, enchanted, looked around. "Deniz," she said. "Our grandmother loved this place. Let’s take some time to explore every corner for her memory."
Tr: Deniz başını salladı. "Ama işim bekliyor. Yine de senin istediğin gibi yapalım."
En: Deniz nodded. "But I have work waiting. Still, let’s do it your way."
Tr: Böylece iki kuzen, Ephesus’un antik yollarında dolaşmaya başladılar.
En: So the two cousins started wandering through the ancient paths of Ephesus.
Tr: Esra her köşeyi heyecanla inceliyordu.
En: Esra eagerly examined every corner.
Tr: Bir süre sonra, Esra elinde bir mektup tuttu. "Deniz, bunu büyükannemin eski eşyaları arasında buldum. Sana şimdi göstermek istiyorum."
En: After a while, Esra held out a letter. "Deniz, I found this among our grandmother’s old belongings. I want to show it to you now."
Tr: Deniz önce tereddüt etti, sonra mektubu aldı ve okumaya başladı.
En: Deniz hesitated at first, then took the letter and began to read.
Tr: Mektupta, büyükannelerinin Ephesus’ta bir şey sakladığını yazıyordu.
En: The letter said that their grandmother hid something in Ephesus.
Tr: Esra’nın gözleri parladı. "Hadi bulalım," dedi.
En: Esra’s eyes lit up. "Let's find it," she said.
Tr: Deniz önce telaşlandı, ama sonunda Esra’nın peşinden gitmeye karar verdi.
En: Deniz panicked initially but eventually decided to follow Esra.
Tr: Mektupta tarif edilen yere geldiklerinde, eski bir kapıya ulaşmışlardı.
En: When they reached the place described in the letter, they came upon an old door.
Tr: Kapıyı açtıklarında, tozlu bir oda ve eski bir sandık buldular.
En: Upon opening it, they found a dusty room and an old chest inside.
Tr: İçinde büyükannelerinin gençlik yıllarından kalan fotoğraflar, mektuplar ve bir günlük vardı.
En: The chest contained photographs, letters, and a journal from their grandmother's youth.
Tr: Deniz ve Esra dikkatle her şeyi incelediler.
En: Deniz and Esra examined everything carefully.
Tr: Deniz, büyükannelerinin ne kadar farklı bir hayat yaşadığını gördükçe şaşırdı.
En: Deniz was surprised to see how different a life their grandmother had lived.
Tr: "Onu hiç böyle tanımamıştım," dedi.
En: "I never knew her like this," she said.
Tr: Esra ise büyükannenin gençliğindeki özgürlüğünü, heyecanını okudukça kendini bulmuş gibi hissetti.
En: Esra felt as if she had found herself, reading about her grandmother’s freedom and excitement during her youth.
Tr: "Demek ki ailemiz hakkında bilmediğimiz çok şey varmış," dedi Deniz.
En: "Apparently, there’s a lot about our family that we don’t know," said Deniz.
Tr: "Bu deneyimi yaşamak iyi geldi."
En: "It was good to have this experience."
Tr: "Haklısın," dedi Esra. "Geçmişimizi bilmek bizi daha iyi hissettiriyor."
En: "You’re right," Esra said. "Knowing our past makes us feel better."
Tr: İkisi de bu keşfi yapmış olmanın mutluluğu ile Ephesus’tan ayrıldılar.
En: Filled with the joy of their discovery, they left Ephesus.
Tr: Deniz, artık işlerin bekleyebileceğini ve bazen hayatın tadını çıkarmak gerektiğini anladı.
En: Deniz realized that work could wait and sometimes it was important to enjoy life.
Tr: Esra ise büyükannesinin anısını yaşattığı için huzur buldu.
En: Esra found peace in honoring their grandmother’s memory.
Tr: O günden sonra Deniz, ailesinin geçmişine daha fazla ilgi göstermeye başladı.
En: From that day on, Deniz began to take more interest in her family’s past.
Tr: Esra ise, ailesine olan bağlılığıyla daha da güçlendi.
En: Esra, in turn, felt even stronger connected to her family.
Tr: İki kuzen, artık farklılıklarına rağmen birbirlerine daha yakındılar ve büyükannelerinin bıraktığı mirası onurla taşıyorlardı.
En: The two cousins, despite their differences, were now closer than ever and carried their grandmother’s legacy with pride.
Vocabulary Words:
- ruins: kalıntıları
- illuminated: aydınlatıyordu
- meticulous: titiz
- adventurous: maceracı
- fulfilled: yerine
- sigh: iç çek
- enchanted: büyülenmiş
- explore: keşfet
- wandering: dolaşmaya
- examined: inceledi
- initially: önce
- ancient: antik
- hesitated: tereddüt
- journal: günlük
- youth: gençlik
- dusty: tozlu
- hidden: saklı
- uttered: diyerek
- photographs: fotoğraflar
- excitement: heyecanını
- legacy: miras
- memories: anılarını
- engrossed: kendimi kaptırdım
- solidarity: dayanışma
- authentic: orijinal
- recordings: kayıtlar
- determination: kararlılık
- discoveries: keşifleri
- remembrance: hatırlama
- revelation: açığa vurma
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company