Akademisyen Umut Özkırımlı, Partizan'da kanser mücadelesini kaybederek yaşamını yitiren Neslican Tay üzerinden sosyal medyadaki tepki çeken tweetler ve durumun siyaset malzemesi yapılmasını analiz ediyor.

"Kanseri ve kanserden ölenleri siyaset malzemesi olarak görenlere ya da bu ölümleri kişisel çıkarları uğruna kullananlara bir çift laf etmek istiyorum" diyen Özkırımlı, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Neslican’ın annesi ve babası için bu yazılıp çizilenlerin hiçbir önemi yok. Onlar şu anda büyük bir ihtimalle hiçbir şey okumuyor ya da dinlemiyorlar. Neslican’ın annesi ve babası çocuğunu kaybeden her anne ya da baba gibi yaslarını farklı şekillerde yaşayacaklar ama kızlarının herkesi etkileyen gülümseyişini asla unutmayacaklar. Cennet vatanımızda bırakın anne babayı, ölünün kendisine bile nasihatlerde bulunuluyor.

Neslican’ın nasıl bir yaşama azmine sahip olduğu verdiği mücadeleden anlaşılıyor zaten. Daha fazlasına ihtiyacı olup olmadığına siz mi karar vereceksiniz?

Neslican yoğun bakıma girmeden önce Twitter’da anket mi yapmalıydı? Kanser nedir? A- Dost, B- Düşman, C- Bir hastalık, D- Bir nimet, E- Hepsi.

Bu haddini ve kendini bilmezliğe ifade özgürlüğü adına sahip çıkmak da ayrı bir tartışma konusu. Sarf edilen her söz, düşünce değil; dile getirilen her düşünce de ifade özgürlüğü kapsamında değil.

Genç insanların, çocukların, masumların ölümü ise her şeyin üzerinde.

Susmak bir erdem. Kanserden çocuğunu kaybeden bir aileye, yakınlarına, sevenlerine söyleyebileceğiniz tek şey “Başın sağ olsun”. Ötesi onlara iyi gelmez. Ötesi yok.

Kanser anne babalarına saldıranlar, kanserden hayatını kaybetmiş cana öğüt vermeye kalkanlar ise saf, su katılmamış kötüler. Kurtarılmalarına, imkan yok.

Susun, ölüleri ve geride kalanları rahat bırakın. Acılarını yaşasınlar nasıl yaşayacaklarsa."