Surviving the Heat: Istanbul's Grand Bazaar Adventures
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Surviving the Heat: Istanbul's Grand Bazaar Adventures
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Surviving the Heat: Istanbul's Grand Bazaar Adventures Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/surviving-the-heat-istanbuls-grand-bazaar-adventures/ Story Transcript: Tr: İstanbul'da güneş parlıyor. En: The sun...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/surviving-the-heat-istanbuls-grand-bazaar-adventures
Story Transcript:
Tr: İstanbul'da güneş parlıyor.
En: The sun is shining in Istanbul.
Tr: Ahmet, Elif ve Mehmet, Kapalıçarşı'ya gidiyorlar.
En: Ahmet, Elif, and Mehmet are going to the Grand Bazaar.
Tr: Kapalıçarşı, çok büyük ve kalabalık.
En: The Grand Bazaar is very large and crowded.
Tr: Her yer renkli.
En: Everywhere is colorful.
Tr: Halılar, kumaşlar ve baharatlar var.
En: There are carpets, fabrics, and spices.
Tr: Ahmet, elinde haritayla önde yürüyor.
En: Ahmet is walking in the front with a map in his hand.
Tr: Elif, vitrinde bir şeylere bakıyor.
En: Elif is looking at something in a shop window.
Tr: Mehmet, birden duruyor.
En: Mehmet suddenly stops.
Tr: Yüzü solmuş.
En: His face is pale.
Tr: Mehmet, "Başım dönüyor," diye mırıldanıyor.
En: Mehmet murmurs, "I'm feeling dizzy."
Tr: Elif ve Ahmet dönüp ona bakıyorlar.
En: Elif and Ahmet turn to look at him.
Tr: Mehmet yere yığılıyor.
En: Mehmet collapses to the ground.
Tr: Ahmet hemen yanına koşuyor.
En: Ahmet immediately runs to his side.
Tr: Elif, çantasından su çıkarıyor.
En: Elif takes out a bottle of water from her bag.
Tr: İnsanlar etrafında toplanıyor.
En: People gather around them.
Tr: Bir adam yardıma geliyor.
En: A man comes to help.
Tr: Bir dükkân sahibi.
En: He is a shop owner.
Tr: Adam, "Hastaneye gitmeli," diyor.
En: The man says, "He should go to the hospital."
Tr: Ahmet, Mehmet'i kucaklıyor.
En: Ahmet carries Mehmet in his arms.
Tr: Elif önde yol açıyor.
En: Elif leads the way.
Tr: Çarşıda koşuyorlar.
En: They rush through the bazaar.
Tr: Hava sıcak, güneş çok parlak.
En: The weather is hot, and the sun is very bright.
Tr: Dışarıda bir taksi buluyorlar.
En: They find a taxi outside.
Tr: Taksiye binip hastaneye gidiyorlar.
En: They get in the taxi and go to the hospital.
Tr: Hastanede doktor, Mehmet'i muayene ediyor.
En: At the hospital, the doctor examines Mehmet.
Tr: "Merak etmeyin," diyor doktor, "Sadece sıcak çarpması.
En: "Don't worry," says the doctor, "It's just heatstroke.
Tr: Su içmeli ve dinlenmeli."
En: He needs to drink water and rest."
Tr: Ahmet ve Elif rahatlıyorlar.
En: Ahmet and Elif feel relieved.
Tr: Mehmet uyanıyor.
En: Mehmet wakes up.
Tr: Yavaşça gülümsüyor.
En: He slowly smiles.
Tr: "İyiyim," diyor Hasan, yavaşça doğrulurken.
En: "I'm okay," says Mehmet as he slowly sits up.
Tr: Hastaneden çıkıyorlar.
En: They leave the hospital.
Tr: Bir kafeye gidip soğuk içecekler alıyorlar.
En: They go to a café and get cold drinks.
Tr: Hep birlikte oturup sohbet ediyorlar.
En: They sit together and chat.
Tr: Mehmet, "Bir daha fazla su içeceğim," diyor.
En: Mehmet says, "Next time, I'll drink more water."
Tr: Ahmet ve Elif gülüyor.
En: Ahmet and Elif laugh.
Tr: İstanbul macerası devam ediyor.
En: Their Istanbul adventure continues.
Tr: Ancak, artık daha dikkatli oluyorlar.
En: However, they are more careful now.
Tr: Herkes bol bol su içiyor, sık sık dinleniyor.
En: Everyone drinks plenty of water and takes frequent breaks.
Tr: Tatil mükemmel geçiyor.
En: The vacation is going great.
Tr: Mehmet tekrar nefes almayı, yavaşlamayı öğreniyor.
En: Mehmet learns to breathe and slow down again.
Tr: Ahmet ve Elif, alışverişe devam ediyor ama Mehmet'in yanından ayrılmıyorlar.
En: Ahmet and Elif continue shopping but don't leave Mehmet's side.
Tr: Ve Kapalıçarşı'nın sıcağını bir daha hiç unutmayacaklar.
En: And they will never forget the heat of the Grand Bazaar.
Tr: Bu deneyim, onları daha da yakınlaştırıyor.
En: This experience brings them even closer together.
Tr: Kardeş gibi, dost gibi.
En: Like siblings, like friends.
Tr: Ve İstanbul, onları her zamankinden daha sıcak karşılıyor.
En: And Istanbul welcomes them warmer than ever.
Vocabulary Words:
- shining: parlıyor
- crowded: kalabalık
- colorful: renkli
- fabrics: kumaşlar
- spices: baharatlar
- collapses: yığılıyor
- immediately: hemen
- murmurs: mırıldanıyor
- bottle: şişe
- gather: toplanıyor
- owner: sahibi
- carries: kucaklıyor
- leads: önde yol açıyor
- rush: koşuyorlar
- bright: parlak
- examines: muayene ediyor
- heatstroke: sıcak çarpması
- relieved: rahatlıyor
- chat: sohbet
- careful: dikkatli
- plenty: bol bol
- frequent: sık sık
- adventure: macera
- experience: deneyim
- welcomes: karşılıyor
- parlor: vitrin
- dizzy: başım dönüyor
- pale: solmuş
- hospital: hastane
- taxi: taksi
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Commenti