Spices of Tradition: A Legacy Reimagined in Istanbul
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Spices of Tradition: A Legacy Reimagined in Istanbul
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Spices of Tradition: A Legacy Reimagined in Istanbul Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/spices-of-tradition-a-legacy-reimagined-in-istanbul/ Story Transcript: Tr: İstanbul'un kalbinde, tarihi Kapalıçarşı'nın karmaşık...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/spices-of-tradition-a-legacy-reimagined-in-istanbul
Story Transcript:
Tr: İstanbul'un kalbinde, tarihi Kapalıçarşı'nın karmaşık sokaklarında bir cennet saklıydı: Mis Kokulu Baharat Dükkânı.
En: In the heart of Istanbul, hidden within the maze-like streets of the historic Grand Bazaar, there was a paradise: the Fragrant Spice Shop.
Tr: Sonbaharın sararan yaprakları küçük dükkanın önünde süzülüyordu.
En: The autumn leaves swirled in front of the small shop.
Tr: Emir, yirmili yaşlarının sonunda, dükkânın kapısını açtı, babasından kalan son mirası.
En: Emir, in his late twenties, opened the door of the shop, the last inheritance from his father.
Tr: Her sabah olduğu gibi içerideki tatlı baharat kokusunu ciğerlerine çekti.
En: As he did every morning, he breathed in the sweet scent of spices inside.
Tr: Emir babasının hayalini yaşatmak istiyordu.
En: Emir wanted to keep his father's dream alive.
Tr: Dükkânı büyütmek ve onu İstanbul'un en tanınmış baharat dükkanı yapmak arzusu içindeydi.
En: He aspired to expand the shop and make it the most renowned spice shop in Istanbul.
Tr: Ama kendini yeterli görmüyordu.
En: But he didn’t feel he was enough.
Tr: Her başarısız satış, onu babasının mirasına layık olamama korkusuna itiyordu.
En: Each unsuccessful sale pushed him further into the fear of not being worthy of his father’s legacy.
Tr: Deniz, Emir'in kız kardeşi, işleri kolaylaştırmak istiyordu.
En: Deniz, Emir’s sister, wanted to make things easier.
Tr: O, dükkanı modern çağın isteklerine uygun hale getirmekten yanaydı.
En: She was in favor of adapting the shop to the demands of the modern era.
Tr: "Abi," dedi Deniz, "sosyal medyayı kullanmalıyız.
En: "Brother," Deniz said, "we should use social media.
Tr: Çevrimiçi satış yapmalıyız.
En: We need to sell online.
Tr: Bunu denersek daha fazla müşteri çekebiliriz."
En: If we try this, we can attract more customers."
Tr: Emir başta karşı çıktı.
En: Initially, Emir opposed the idea.
Tr: Gelenek çok önemliydi.
En: Tradition was very important.
Tr: Babası hep eski yollarla başarıyı bulmuştu.
En: His father had always found success through old ways.
Tr: Ama sonunda, rakiplerin baskısı ve Deniz'in ısrarlarıyla, yeni bir pazarlama stratejisine yatırım yapmayı kabul etti.
En: But ultimately, with the pressure from competitors and Deniz's insistence, he agreed to invest in a new marketing strategy.
Tr: Sonunda, büyük gün geldi çattı.
En: Finally, the big day arrived.
Tr: Çarşı her zamanki gibi kalabalıktı.
En: The bazaar was bustling as usual.
Tr: İnsanlar, renk renk baharatların ve taptaze kurutulmuş otların sergilendiği dükkânın önünden geçiyordu.
En: People passed by the shop where colorful spices and freshly dried herbs were displayed.
Tr: Deniz dükkânın bilgisayarını açtı ve yeni satış sistemini etkinleştirdi.
En: Deniz turned on the shop's computer and activated the new sales system.
Tr: Emir eli kalbinde izliyordu tüm olanları.
En: Emir watched with his hand on his heart.
Tr: Başta sessizdi.
En: At first, there was silence.
Tr: Sonra ekran bir anda canlandı.
En: Then, suddenly, the screen came to life.
Tr: Emir içindeki kaygıyı bir an olsun unuttu.
En: Emir momentarily forgot his anxiety.
Tr: Siparişler yağıyordu.
En: Orders were pouring in.
Tr: Tekrar, tekrar: "Yeni sipariş!
En: Again and again: "New order!
Tr: ", "Sipariş geldi!".
En: ", "Order received!".
Tr: Dükkan bir satış furyasına kapıldı.
En: The shop was swept up in a sales frenzy.
Tr: O an Emir, değişimin gücünü gördü.
En: It was then that Emir saw the power of change.
Tr: İlerleyen saatlerde, Emir ve Deniz mutlu bir yorgunlukla kafelerini içiyorlardı.
En: As the hours passed, Emir and Deniz sipped their coffee with a happy, tired feeling.
Tr: Emir gülümsedi, "Baba da gurur duyardı," dedi.
En: Emir smiled and said, "Father would be proud too.
Tr: "Geleneklerimizi korurken değişime de açık olmalıyız."
En: We must preserve our traditions while being open to change."
Tr: Bu tecrübe ile, Emir mirasını koruyarak değişimi kucaklamanın önemini anladı.
En: Through this experience, Emir understood the importance of embracing change while protecting his legacy.
Tr: Deniz'le aralarındaki bağ daha da güçlendi.
En: The bond between him and Deniz grew even stronger.
Tr: Gelecekleri şimdi daha parlaktı.
En: Their future now seemed brighter.
Tr: İkisi de biliyordu ki babalarının hayali artık onların ellerindeydi ve güvenliydi.
En: They both knew their father's dream was now in their hands and was safe.
Vocabulary Words:
- inheritance: miras
- swirled: süzülüyordu
- aspired: arzu içindeydi
- renowned: tanınmış
- legacy: miras
- adapting: uygun hale getirmek
- competitors: rakipler
- insistence: ısrar
- ultimately: sonunda
- strategy: strateji
- bustling: kalabalık
- displayed: sergilendiği
- activated: etkinleştirdi
- momentarily: bir an olsun
- anxiety: kaygı
- frenzy: furyasına
- embracing: kucaklamak
- preserve: korumak
- bond: bağ
- sister: kız kardeşi
- demanded: istek
- invest: yatırım yapmak
- computer: bilgisayar
- screen: ekran
- orders: siparişler
- proud: gurur duymak
- heritage: miras
- sipped: içiyorlardı
- future: gelecek
- maze-like: karmaşık
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company