Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) işbirliği ile her ayın ilk haftasında dört bölgeden (Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır) insan hakları ihlalleri ve ifade özgürlüğü kısatlamalarına ilişkin raporlar sunuyor.

İHD raportörleriyle aylık olarak bir video konferansı yapan girişimin öncülerinden insan hakları savunucusu Şanar Yurdatapan ile AhvalPod PodSohbet’te neler yaptıklarını kasım ayında yayımladıkları raporu konuştuk.

Türkçe ve İngilizce haftalık bülten yayımladıklarını söyleyen Yurdatapan, “Her kim ki düşüncesini açıkladığı için başı belaya girerse onların yardımına koşuyoruz ve haklarını savunuyoruz” diyor.

12 Eylül dönemi öncesinde vatandaşlıktan çıkarılan isimler arasında da olan Yurdatapan, 12 yıl boyunca sürgünde yaşamış biri.

Düşünce suçundan ötürü zaman zaman hapse de girmiş olan Şanar Yurdatapan, bugün işlenen hak ihlalleri ve ifade özgürlüğü gaspının 80 darbesi döneminden daha da ağır olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Evet, 1980 rejimi kanlıydı, idamlar oldu ancak sesini çıkarmamış bile olsa karşısında büyük bir muhalefet vardı ve bu muhalefetin içerisinde şimdiki AKP ile birleşmiş İslami kesim de vardı. Şimdi ise Erdoğan kendi eliyle kendi muhalefetini güçlendiriyor ve gözü kara bir şekilde ilerliyor. Hiçbir şekilde kanun falan dinlemiyor.”

Yurdatapan’ın dikkat çektiği bir başka nokta ise gözaltı, tutuklamalar ve hak ihallerine ilişkin ulaşabildikleri verinin çok sınırlı olduğu yolunda.

Buna göre, Türkiye’deki hak ve ifade özgürlüğü gaspları ile tutuklama ve gözaltılara ilişkin yüzde 80 civarında bir verinin bilgisi mevcut değil. Zira devlet bu bilgileri paylaşmıyor.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da tablonun giderek ağırlaştığını kaydeden Yurdatapan, HDP’li belediyelere kayyım atamalarına dikkat çekerken muhalefetin pasifliğini eleştiriyor.

CHP’deki devletçi geleneğin hâlâ ağır bastığını belirten Yurdatapan, sıranın CHP’li belediyelere de geldiğine vurgu yapıyor.

Yurdatapan, yayımladıkları raporların bir anlamda uluslararası hak temelli örgütler ve Ankara’daki büyükelçilikler için de veri tabanı hâline geldiğini ifade ediyor.