Kemal's Grand Bazaar Adventure: The Tale of the Oversized Carpet
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Kemal's Grand Bazaar Adventure: The Tale of the Oversized Carpet
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Kemal's Grand Bazaar Adventure: The Tale of the Oversized Carpet Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/kemals-grand-bazaar-adventure-the-tale-of-the-oversized-carpet/ Story Transcript: Tr: Kemal, sabah erkenden...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/kemals-grand-bazaar-adventure-the-tale-of-the-oversized-carpet
Story Transcript:
Tr: Kemal, sabah erkenden uyandı.
En: Kemal woke up early in the morning.
Tr: Bugün Kapalıçarşı'ya gitmek istiyordu.
En: He wanted to go to the Grand Bazaar today.
Tr: İstanbul'da hava güneşliydi.
En: It was sunny in Istanbul.
Tr: Kemal kahvaltı yaptı, çayını içti ve evden çıktı.
En: Kemal had breakfast, drank his tea, and left the house.
Tr: Kapalıçarşı'ya varınca, renkli dükkanlar onu büyüledi.
En: When he arrived at the Grand Bazaar, the colorful shops enchanted him.
Tr: Her yer kalabalıktı.
En: Everywhere was crowded.
Tr: Kemal bir halıcı dükkânına girdi.
En: Kemal entered a carpet shop.
Tr: Halıcı çok nazikti.
En: The shopkeeper was very kind.
Tr: "Bak, çok güzel halılar var," dedi.
En: "Look, there are very beautiful carpets," he said.
Tr: Kemal, büyük ve görkemli bir halı gördü.
En: Kemal saw a large and magnificent carpet.
Tr: Renkleri çok hoştu.
En: Its colors were very nice.
Tr: Halıcı, "Bu halı özel," dedi.
En: The shopkeeper said, "This carpet is special."
Tr: Kemal satın almak istedi.
En: Kemal wanted to buy it.
Tr: Fiyatını sordu.
En: He asked the price.
Tr: Halıcı, "Sadece 500 lira," dedi.
En: The shopkeeper said, "Only 500 liras..."
Tr: Kemal kabul etti ve halıyı aldı.
En: Kemal agreed and bought the carpet.
Tr: Kemal halıyı eve götürdü.
En: Kemal took the carpet home.
Tr: Fakat büyük bir sorun vardı.
En: But there was a big problem.
Tr: Halı çok büyüktü!
En: The carpet was too big!
Tr: Kapılardan geçmiyordu.
En: It wouldn't fit through the doors.
Tr: Kemal şaşırdı ve ne yapacağını bilemedi.
En: Kemal was surprised and didn't know what to do.
Tr: "Bu halıyı nasıl eve sokacağım?" diye düşündü.
En: He thought, "How am I going to get this carpet inside?"
Tr: Kemal halıyı geri götürmeye karar verdi.
En: Kemal decided to take the carpet back.
Tr: Halıyı yeniden sarıp, Kapalıçarşı'ya döndü.
En: He rolled it up again and returned to the Grand Bazaar.
Tr: Çarşı çok kalabalıktı.
En: The market was very crowded.
Tr: İnsanların arasında zorlukla ilerledi.
En: He had difficulty moving through the people.
Tr: Halıcıya ulaştı ve durumu anlattı.
En: He reached the shopkeeper and explained the situation.
Tr: Halıcı, "Sorun yok, sana daha küçük bir halı verelim," dedi.
En: The shopkeeper said, "No problem, let's give you a smaller carpet."
Tr: Kemal rahatladı.
En: Kemal felt relieved.
Tr: Küçük bir halı seçti ve eve götürdü.
En: He chose a smaller carpet and took it home.
Tr: Bu kez halı kapılardan geçti ve odasına yerleştirdi.
En: This time, the carpet fit through the doors and he placed it in his room.
Tr: Kemal çok mutlu oldu.
En: Kemal was very happy.
Tr: Gün sonunda Kemal yatakta uzandı ve gülümsedi.
En: At the end of the day, Kemal lay in bed and smiled.
Tr: Kapalıçarşı macerası aklından çıkmıyordu.
En: The Grand Bazaar adventure was on his mind.
Tr: Eve dönerken karşılaştığı zorlukları düşündü ve bu deneyimden ders çıkardı.
En: He thought about the difficulties he faced on his way home and learned a lesson from this experience.
Tr: Bundan sonra alışveriş yaparken daha dikkatli olacaktı.
En: From now on, he would be more careful when shopping.
Tr: Ve böylece Kemal, o gün Kapalıçarşı'da yaşadığı bu ilginç tecrübeyi unutmadı.
En: And so, Kemal never forgot this interesting experience he had at the Grand Bazaar that day.
Tr: Gün sonunda yatağına uzandı ve iç huzuruyla uykuya daldı.
En: At the end of the day, he lay in bed and fell asleep with inner peace.
Tr: Bu, onun İstanbul'da yaşadığı en unutulmaz günlerden biri olarak hafızasında yer etti.
En: This became one of the most unforgettable days he had in Istanbul.
Vocabulary Words:
- enchanted: büyüledi
- crowded: kalabalık
- shopkeeper: halıcı
- magnificent: görkemli
- fit: geçmek
- surprised: şaşırdı
- returned: döndü
- difficulty: zorluk
- relieved: rahatladı
- lesson: ders
- experience: deneyim
- adventure: macera
- inner peace: iç huzur
- unforgettable: unutulmaz
- decided: karar verdi
- rolled up: sarılı
- explained: anlattı
- special: özel
- difficulties: zorluklar
- careful: dikkatli
- market: çarşı
- shop: dükkan
- large: büyük
- doors: kapılar
- fit through: geçmesi
- smaller: küçük
- placed: yerleştirdi
- thought: düşündü
- entered: girdi
- bought: aldı
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company