From Childhood Memories to Legacy: A Summer in Cappadocia
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
From Childhood Memories to Legacy: A Summer in Cappadocia
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: From Childhood Memories to Legacy: A Summer in Cappadocia Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/from-childhood-memories-to-legacy-a-summer-in-cappadocia/ Story Transcript: Tr: Cappadocia'nın masalsı güzellikleri arasında,...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/from-childhood-memories-to-legacy-a-summer-in-cappadocia
Story Transcript:
Tr: Cappadocia'nın masalsı güzellikleri arasında, gökyüzü rengarenk balonlarla doluyken, eski taş evin önünde iki kardeş duruyordu.
En: Amidst the enchanting beauty of Cappadocia, with the sky filled with colorful balloons, two siblings stood in front of the old stone house.
Tr: Emir ve Leyla.
En: Emir and Leyla.
Tr: Yılların ardından, dair kırık dökük kapı açılmış, içeriye sıcak bir yaz rüzgarı dolmuştu.
En: After many years, the old, broken door had been opened, and a warm summer breeze flowed inside.
Tr: Bu ev, onların hayal ve anılarla dolu çocukluk yuvasıydı.
En: This house was their childhood home, filled with dreams and memories.
Tr: Büyük annelerinin evi.
En: Their grandmother's house.
Tr: Emir sessizdi.
En: Emir was silent.
Tr: Eski taşların soğuk yüzeyine dokundu.
En: He touched the cold surface of the old stones.
Tr: Leyla ise heyecanla çevresine bakıyordu.
En: Leyla, on the other hand, was looking around excitedly.
Tr: "Burası hâlâ ne kadar güzel, değil mi?" dedi gözleri parlayarak.
En: "Isn't it still so beautiful here?" she said with her eyes sparkling.
Tr: Emir başını salladı.
En: Emir nodded.
Tr: "Evet, ama onu satmamız lazım." dedi kararlı bir sesle.
En: "Yes, but we need to sell it," he said with a determined voice.
Tr: Leyla’nın yüzündeki ifade değişti.
En: The expression on Leyla’s face changed.
Tr: “Neden satıyoruz ki?
En: “Why would we sell it?
Tr: Büyükannemizin anıları burada yaşıyor!
En: Our grandmother’s memories live here!
Tr: Burası satılamaz.”
En: This place can't be sold.”
Tr: Tartışma kapının önünde başladı.
En: The argument began at the doorstep.
Tr: Emir’in aklından, bu evin getireceği parayı kullanmanın yolları geçiyordu.
En: Thoughts of how to use the money from the sale of this house ran through Emir’s mind.
Tr: Leyla ise geçmişe sarılmak istiyordu.
En: Meanwhile, Leyla wanted to cling to the past.
Tr: İkisi de haklıydı.
En: Both were right.
Tr: Hem mantık hem de duygusal bağlar işin içindeydi.
En: Logic and emotional ties were intertwined.
Tr: Evde geçirecekleri yaz boyu birlikte karar vereceklerdi.
En: They would decide together over the summer they would spend in the house.
Tr: Leyla "O zaman bu yazı burada geçirelim," dedi.
En: Leyla said, "Then let's spend this summer here.
Tr: "Belki o zaman ne yapacağımızı daha iyi anlarız."
En: Maybe we'll understand better what we should do."
Tr: Günler geçti, evin içinde adım adım dolaştılar.
En: Days passed, and they wandered through the house step by step.
Tr: Bir sabah, Billur Hanım'ın eski takvim kutusunu buldular.
En: One morning, they found their grandmother Billur’s old calendar box.
Tr: Emir tozları silerken, kutudan düştü bir zarf.
En: As Emir wiped off the dust, an envelope fell out.
Tr: Leyla heyecanla açtı zarfı ve büyükannesi tarafından yazılmış birkaç mektup buldular.
En: Leyla eagerly opened the envelope and discovered a few letters written by their grandmother.
Tr: Mektuplar, aile hikayeleri ve büyükannelerinin istekleriyle doluydu.
En: The letters were filled with family stories and their grandmother's wishes.
Tr: "Biliyor musun, belki de bu evi bir aile buluşma noktası yapabiliriz," dedi Leyla düşünceli bir sesle.
En: "You know, maybe we could turn this house into a family gathering point," Leyla said thoughtfully.
Tr: "Hem senin için gelir getirebilir, hem de onun anılarını yaşatabilir."
En: "It could provide income for you while keeping her memories alive."
Tr: Emir düşündü, belki de bu çözüm her ikisinin de duygularına hitap edebilirdi.
En: Emir pondered; perhaps this solution could appeal to both of their feelings.
Tr: Ve böylece, taş ev birden fazla amaca hizmet etmeye başladı.
En: And thus, the stone house began to serve multiple purposes.
Tr: Ailelerin bir araya geleceği, hikayelerin paylaşıldığı, aynı zamanda Emir için de finansal destek sağlayacak bir yer haline geldi.
En: It became a place where families would come together, stories would be shared, and simultaneously provide financial support for Emir.
Tr: Yaz sonunda, güneşin ilk ışıkları emir ile Leyla’nın dostça birbirlerine gülümsemesiyle karşılandı.
En: By the end of summer, the first lights of the sun were met with friendly smiles exchanged between Emir and Leyla.
Tr: Emir artık duygusal bağların ne kadar önemli olduğunu biliyordu.
En: Emir now understood the importance of emotional ties.
Tr: Leyla ise pratik çözümler bulmanın huzurunu keşfetmişti.
En: Leyla discovered the peace of finding practical solutions.
Tr: Taş ev, Cappadocia'nın kalbinde hem sevgi dolu anıları, hem de geleceğe yönelik umutları saklayan bir yuva oldu.
En: The stone house, in the heart of Cappadocia, became a haven preserving both cherished memories and hopes for the future.
Tr: Böylelikle, hem Emir hem de Leyla kalplerinde huzur bularak evden ayrıldılar. Hem bir kardeşler, hem de büyükannelerinin vasiyetini yerine getiren torunlar olarak.
En: Thus, both Emir and Leyla left the house with peace in their hearts—both as siblings and as grandchildren fulfilling their grandmother's legacy.
Vocabulary Words:
- enchanting: masalsı
- breeze: rüzgar
- memories: anılar
- determined: kararlı
- expression: ifade
- sell: satmak
- intertwined: iç içe
- pondered: düşündü
- purpose: amaç
- haven: yuva
- legacy: vasiyet
- cherished: sevgi dolu
- siblings: kardeşler
- gathering: buluşma
- income: gelir
- calendar: takvim
- envelope: zarf
- wishes: istekler
- heart: kalp
- financial: finansal
- peace: huzur
- solution: çözüm
- emotional: duygusal
- support: destek
- surface: yüzey
- sparkling: parlamak
- argument: tartışma
- ties: bağlar
- practical: pratik
- fulfilled: yerine getirmek
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company