From Cancelled Balloon Rides to Timeless Adventures in Cappadocia
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
From Cancelled Balloon Rides to Timeless Adventures in Cappadocia
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: From Cancelled Balloon Rides to Timeless Adventures in Cappadocia Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/from-cancelled-balloon-rides-to-timeless-adventures-in-cappadocia/ Story Transcript: Tr: Cappadocia'nın büyülü rüzgarları, bu...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/from-cancelled-balloon-rides-to-timeless-adventures-in-cappadocia
Story Transcript:
Tr: Cappadocia'nın büyülü rüzgarları, bu sabah biraz fazla sert esiyordu.
En: The magical winds of Cappadocia were blowing a bit too strongly this morning.
Tr: Emir ve Zeynep, otelden çıkarken hafif bir endişe vardı üzerlerinde.
En: As Emir and Zeynep left the hotel, there was a hint of concern in the air.
Tr: Emir, uzun zamandır planladığı sıcak hava balon turu için çok heyecanlıydı.
En: Emir was thrilled about the hot air balloon tour he had long planned.
Tr: Zeynep ise fotoğraf makinesiyle farklı anlar yakalamak için sabırsızlanıyordu.
En: Zeynep, on the other hand, was eager to capture unique moments with her camera.
Tr: Ancak rüzgar, planları alt üst etti.
En: However, the wind disrupted their plans.
Tr: Resepsiyondaki görevli, balon gezisinin iptal edildiğini üzgün bir yüz ifadesiyle belirtti.
En: The receptionist, with a sorry expression, informed them that the balloon tour had been canceled.
Tr: Emir'in hayalleri suya düşmüştü.
En: Emir's dreams were dashed.
Tr: Birkaç saniye boyunca sessiz kaldı, sonra derin bir nefes aldı.
En: He remained silent for a few seconds before taking a deep breath.
Tr: "Bir çözüm bulmalıyım," dedi kendi kendine.
En: "I need to find a solution," he murmured to himself.
Tr: Zeynep Emir'in omzuna dokundu.
En: Zeynep touched Emir's shoulder.
Tr: "Üzülme, farklı bir şey yapabiliriz," dedi neşeyle.
En: "Don't worry, we can do something different," she said cheerfully.
Tr: Zeynep, onun bu rahatlatıcı tavrı sayesinde moral buldu.
En: Thanks to Zeynep's reassuring attitude, Emir felt better.
Tr: Birlikte otelin yanındaki küçük kafede oturdular ve sıcak bir çay içtiler.
En: They sat together at the small café next to the hotel and enjoyed a warm cup of tea.
Tr: O sırada, Emir'in aklına bir fikir geldi.
En: At that moment, an idea sparked in Emir's mind.
Tr: "Etrafı keşfedelim," dedi Emir, gözleri parlayarak.
En: "Let's explore around," Emir said, his eyes gleaming.
Tr: "Bir tepede piknik yapalım."
En: "Let's have a picnic on a hill."
Tr: Bu fikir Zeynep'in hoşuna gitti.
En: This idea delighted Zeynep.
Tr: Çantalarını hazırladı.
En: She packed their bags.
Tr: Emir, piknik sepetine biraz sandviç ve meyve koydu.
En: Emir placed some sandwiches and fruit into a picnic basket.
Tr: İkili, vadiye doğru yürümeye başladı.
En: The pair started walking towards the valley.
Tr: Her adımda Zeynep'in fotoğraf makinesi şıkırdadı, manzarayı ölümsüzleştiriyordu.
En: With every step, Zeynep's camera clicked, capturing the timeless scenery.
Tr: Öğleden sonra bir tepeye vardılar.
En: By the afternoon, they reached a hill.
Tr: Tepe, peri bacalarına karşı muhteşem bir manzara sunuyordu.
En: The hill offered a stunning view over the fairy chimneys.
Tr: Oturdular, manzarayı izlediler ve sessizce sandviçlerinden birer ısırık aldılar.
En: They sat down, watched the scenery, and quietly took bites of their sandwiches.
Tr: Rüzgar hafiflemişti, güneş batmaya yaklaşıyordu.
En: The wind had calmed, and the sun was nearing its set.
Tr: Emir aniden ayağa kalktı.
En: Suddenly, Emir stood up.
Tr: "Hadi," dedi heyecanla, "peri bacalarının arasında gezelim."
En: "Come on," he said excitedly, "let's wander among the fairy chimneys."
Tr: Zeynep bu teklifle çok mutlu oldu.
En: Zeynep was thrilled with this suggestion.
Tr: Yürüyerek dar yamaçlardan geçtiler, birbirinden ilginç kaya oluşumları arasında kayboldular.
En: They walked, passing through narrow ridges, losing themselves among fascinating rock formations.
Tr: Güneşin batışına yakın, bir gizli köşe keşfettiler.
En: Near sunset, they discovered a hidden spot.
Tr: Peri bacalarının arasında, altın renginde parlayan bir yer.
En: It was a place glowing in golden hues among the fairy chimneys.
Tr: İkisi de bu sürprizle büyülenmişti.
En: Both were enchanted by this surprise.
Tr: Zeynep, Emir'e bakarak gülümsedi.
En: Zeynep looked at Emir and smiled.
Tr: "Planlar her zaman yolunda gitmeyebilir ama bu an harika," dedi.
En: "Plans may not always go as expected, but this moment is wonderful," she said.
Tr: Emir de gülümsedi.
En: Emir smiled too.
Tr: "Evet, önemli olan birlikte olmamız ve bu anı yaşamamız," diye yanıtladı.
En: "Yes, what matters is that we're together and experiencing this moment," he replied.
Tr: O anda, Emir spontane bir kararın ne kadar değerli olabileceğini anladı.
En: At that moment, Emir realized how valuable a spontaneous decision could be.
Tr: Zeynep ise, bu macerada Emir'in kendine güvendiği ve onun desteğini takdir ettiğini gördü.
En: Zeynep saw how Emir's confidence grew and appreciated his support during this adventure.
Tr: Güneş tamamen battığında, ikili yavaşça otellerine döndü.
En: As the sun fully set, the pair slowly made their way back to the hotel.
Tr: Yeniden buluşmayı ve bu yolculuğun hatıralarını hep taze tutmayı içten içe dilediler.
En: They silently wished to reunite and keep the memories of this journey fresh.
Tr: Cappadocia'nın büyüsü, onların kalbinde kalıcı bir iz bırakmıştı.
En: The magic of Cappadocia had left an everlasting mark on their hearts.
Vocabulary Words:
- magical: büyülü
- thrilled: heyecanlı
- unique: farklı
- disrupted: alt üst etti
- receptionist: resepsiyondaki görevli
- cancelled: iptal edildi
- dashed: suya düşmüştü
- silent: sessiz
- solution: çözüm
- cheerfully: neşeyle
- reassuring: rahatlatıcı
- sparked: aklına geldi
- gleaming: parlayarak
- picnic: piknik
- timeless: ölümsüzleştiriyordu
- stunning: muhteşem
- fairy chimneys: peri bacaları
- wander: gezelim
- narrow ridges: dar yamaçlar
- formations: oluşumları
- hidden spot: gizli köşe
- enchanted: büyülenmişti
- spontaneous: spontane
- valuable: değerli
- adventure: macera
- enchanted: büyülenmişti
- reunite: yeniden buluşmayı
- journey: yolculuk
- everlasting: kalıcı
- mark: iz
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company