Finding Passion and Purpose in Emirgan Grove
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Finding Passion and Purpose in Emirgan Grove
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Finding Passion and Purpose in Emirgan Grove Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/finding-passion-and-purpose-in-emirgan-grove/ Story Transcript: Tr: Emirgan Korusu'nda bir yaz öğleden sonrasıydı....
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/finding-passion-and-purpose-in-emirgan-grove
Story Transcript:
Tr: Emirgan Korusu'nda bir yaz öğleden sonrasıydı.
En: It was a summer afternoon in Emirgan Grove.
Tr: Güneş ışıkları ağaçların arasından süzülüyor, yerde dans eden gölgeler yaratıyordu.
En: Sunlight filtered through the trees, creating shadows that danced on the ground.
Tr: Emir, botanik tutkularıyla parka gelmişti.
En: Emir had come to the park with his passion for botany.
Tr: Nadide bir çiçek arıyordu.
En: He was searching for a rare flower.
Tr: Projesi için ilham verici bir buluş gerekiyordu ona.
En: He needed an inspiring discovery for his project.
Tr: Kalabalık arasında Selin de vardı. Elinde fotoğraf makinesiyle yazın güzelliğini yakalamaya çalışıyordu.
En: Among the crowd was Selin, trying to capture the beauty of summer with her camera.
Tr: Ayşe Hanım, yaşlı bir hanımefendi, her zamanki gibi parkta dolanıyordu.
En: Mrs. Ayşe, an elderly lady, was strolling around the park as usual.
Tr: Güzel bir gün geçirmek istiyordu.
En: She wanted to have a pleasant day.
Tr: Etrafı izlerken, aniden nefesi daraldı.
En: While observing her surroundings, she suddenly felt short of breath.
Tr: Yüzü kızardı, gözleri sulandı.
En: Her face reddened, and her eyes watered.
Tr: Yanındaki insanlar panikle yanına koştular.
En: The people nearby rushed to her in a panic.
Tr: Emir de durumu fark etti. Hemen Ayşe'nin yanına gitti.
En: Emir noticed the situation and immediately went to her side.
Tr: Onun yardımına ihtiyaç vardı.
En: She needed help.
Tr: Selin, ne yapacağını düşünüyordu.
En: Selin was thinking about what to do.
Tr: Fotoğraf çekmeye devam mı etmeli yoksa yardım mı etmeli?
En: Should she continue taking photos or help out?
Tr: Emir kararlıydı, "Önce Ayşe Hanım," dedi.
En: Emir was decisive, "First, Mrs. Ayşe," he said.
Tr: Selin, makinesindeki flaşı kullanarak dikkat çekti.
En: Selin used the flash on her camera to draw attention.
Tr: Bu, parkta dikkat çekti ve birileri ilk yardım getirdi.
En: This caught the park's attention, and someone brought first aid.
Tr: Ayşe, birkaç dakika sonra sakinleşti.
En: A few minutes later, Mrs. Ayşe calmed down.
Tr: Derin bir nefes aldı ve Emir ile Selin'e minnetle baktı.
En: She took a deep breath and looked at Emir and Selin with gratitude.
Tr: "Siz ikiniz harikasınız," dedi zar zor bir gülümsemeyle.
En: "You two are wonderful," she said with a faint smile.
Tr: "Size borçluyum. Hikayelerimi anlatmam gerek."
En: "I owe you. I need to tell you my stories."
Tr: Ayşe, Emir’e nadide çiçeğin nerede olduğunu söyledi.
En: Ayşe told Emir where the rare flower was.
Tr: Diğer yandan Selin'e cesaret verdi, "Tutkular peşinden gidilecek şeylerdir."
En: Meanwhile, she encouraged Selin, saying, "Passions are things to pursue."
Tr: Emir, insan ilişkilerinin projelerden ne kadar önemli olduğunu fark etti.
En: Emir realized how important human relationships were compared to projects.
Tr: Selin ise, bu tecrübe ona doğru kararı verdi.
En: Selin realized that this experience led her to the right decision.
Tr: Fotoğraf çekmeye duyduğu aşkı takip edecekti.
En: She would follow her love for photography.
Tr: Sonuçta, Emir çiçeğini buldu.
En: In the end, Emir found his flower.
Tr: Selin ise kalbinin sesini dinlemeyi öğrendi.
En: Selin learned to listen to her heart.
Tr: Parkta geçirilen bu gün, hepsi için unutulmazdı ve hayatlarındaki değişimi başlattı.
En: The day spent in the park was unforgettable for all and marked a change in their lives.
Tr: Güneş yerini yıldızlara bırakırken park sessiz ve huzurluydu.
En: As the sun gave way to the stars, the park was quiet and peaceful.
Tr: Herkes evine farklı ama huzurlu duygularla döndü.
En: Everyone returned home with different but peaceful feelings.
Vocabulary Words:
- rare: nadide
- passion: tutku
- inspiring: ilham verici
- discovery: buluş
- strolling: dolanmak
- pleasant: güzel
- short of breath: nefesi daralmak
- reddened: kızardı
- watered: sulandılar
- decisive: kararlı
- flash: flaş
- gratitude: minnet
- owe: borçlu olmak
- encouraged: cesaret verdi
- human relationships: insan ilişkileri
- compared to: kıyasla
- decision: karar
- unforgettable: unutulmaz
- marked: işaretlemek
- peaceful: huzurlu
- capture: yakalamak
- elderly: yaşlı
- observing: izlemek
- surroundings: etraf
- faint: zar zor
- stories: hikayeler
- pursue: peşinden gitmek
- tecrübe: experience
- feelings: duygular
- botany: botanik
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company