Fearful Hearts Soar: A Balloon-Filled Journey Over Kapadokya
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Fearful Hearts Soar: A Balloon-Filled Journey Over Kapadokya
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Fearful Hearts Soar: A Balloon-Filled Journey Over Kapadokya Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.com/tr/episode/2024-10-28-22-34-02-tr Story Transcript: Tr: Gökyüzü turuncu ve kırmızı tonlarında...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2024-10-28-22-34-02-tr
Story Transcript:
Tr: Gökyüzü turuncu ve kırmızı tonlarında parlıyordu.
En: The sky was glowing in shades of orange and red.
Tr: Herkesin gözü yukarıdaydı.
En: Everyone had their eyes on it.
Tr: Kapadokya'nın masalsı manzarasında sıcak hava balonları uçuşa hazırlanıyordu.
En: In the fairy-tale landscape of Kapadokya, hot air balloons were preparing for flight.
Tr: Elif derin bir nefes aldı.
En: Elif took a deep breath.
Tr: "Kerem, şimdi ya da hiç," dedi.
En: "Now or never, Kerem," she said.
Tr: Kerem, yerden yükselen balonlara baktı.
En: Kerem looked at the balloons rising from the ground.
Tr: Belli ki korkuyordu.
En: Clearly, he was afraid.
Tr: "Ya düşersek?" diye mırıldandı.
En: "What if we fall?" he murmured.
Tr: Elif, hava balonunu işaret ederek, "Bunu her zaman istemişimdir," dedi.
En: Elif, pointing to the hot air balloon, said, "I've always wanted to do this."
Tr: Gözü Karadağ'a takıldı, yavaş yavaş beyazlaşan zirveleri izledi.
En: Her eyes were drawn to Karadağ, watching the peaks slowly turning white.
Tr: Kerem ise rüzgârın balonları hafifçe sallamasını izledi.
En: Meanwhile, Kerem watched the balloons gently sway in the wind.
Tr: İçinde bir tereddüt vardı.
En: He was filled with hesitation.
Tr: Hep dikkatli olmuştu ama Elif'e söz vermişti, onun desteği olacaktı.
En: He had always been careful but had promised Elif that he would be her support.
Tr: Cumhuriyet Bayramı günüydü.
En: It was Cumhuriyet Bayramı day.
Tr: Her yer bayraklarla süslenmişti.
En: Everywhere was decorated with flags.
Tr: İnsanlar coşkuyla kutlamalara katılıyordu.
En: People were joyfully participating in the celebrations.
Tr: Elif ve Kerem için ise bugün farklıydı.
En: For Elif and Kerem, however, today was different.
Tr: Bugün hayatlarının geri kalanı için büyük bir adım atacaklardı.
En: Today, they would take a big step for the rest of their lives.
Tr: İlk defa beraber balona bineceklerdi.
En: They would ride a balloon together for the first time.
Tr: Yer görevlisi, onları balona yönlendirdi.
En: The ground crew directed them to the balloon.
Tr: Elif heyecanlı bir şekilde sepetin içine girdi.
En: Elif excitedly stepped into the basket.
Tr: Kerem derin bir nefes aldı, korkusunu yenmeye çalışıyordu.
En: Kerem took a deep breath, trying to overcome his fear.
Tr: Balon yavaşça yükselmeye başladı.
En: The balloon slowly began to rise.
Tr: Rüzgâr yüzlerine hafifçe vurdu.
En: The wind gently hit their faces.
Tr: Manzara büyüleyiciydi.
En: The view was enchanting.
Tr: Elif, "Baksana, ne kadar güzel!" diye bağırdı.
En: Elif shouted, "Look, how beautiful it is!"
Tr: Kerem’in yüzündeki korku yavaşça hayranlığa dönüştü.
En: The fear on Kerem's face slowly turned into admiration.
Tr: Peri bacaları aşağıda uzanıyordu, alabildiğine sonsuz bir güzellik.
En: The fairy chimneys stretched below, an endless beauty as far as the eye could see.
Tr: Tüm bu güzelliğin ortasında, aniden bir rüzgâr esti.
En: In the midst of all this beauty, a sudden wind blew.
Tr: Balon savruldu.
En: The balloon swayed.
Tr: Kerem’in rengi attı.
En: Kerem turned pale.
Tr: Elif, Kerem'in elini tuttu.
En: Elif held Kerem's hand.
Tr: "Başardık, korkma," dedi.
En: "We made it, don't be afraid," she said.
Tr: Kerem, Elif’in sesinde bir güven buldu.
En: In Elif's voice, Kerem found confidence.
Tr: Yükselmek, her şeyin üstünde süzülmek... İşte bu bir maceraydı ve el ele birlikteydiler.
En: Rising, gliding over everything... This was an adventure, and they were together hand in hand.
Tr: Balon yavaşça yere indi.
En: The balloon slowly descended to the ground.
Tr: Elif ve Kerem mutlu, ama heyecanla yere bastılar.
En: Elif and Kerem stepped on the ground, happy but excited.
Tr: "Yaptık," diye fısıldadı Elif.
En: "We did it," whispered Elif.
Tr: Kerem gülümsedi.
En: Kerem smiled.
Tr: "Gerçekten yaptık," dedi.
En: "We really did it," he said.
Tr: Kapadokya’nın rüzgârları, onların heyecanını alıp uzaklara taşıdı.
En: The winds of Kapadokya carried their excitement far away.
Tr: Elif, yeni deneyimlerin kapısını açtığını hissetti.
En: Elif felt that she had opened the door to new experiences.
Tr: Artık korkmuyordu.
En: She was no longer afraid.
Tr: Kerem ise, bazen maceranın beklenmedik olduğunu kabul etti, ama güzel olduğunu da öğrendi.
En: Kerem, on the other hand, accepted that sometimes adventure is unexpected, but he also learned that it is beautiful.
Tr: İkisi de aynı süre boyunca değişmişti, daha güçlü ve birbirlerine daha yakın.
En: Both had changed over the same period, becoming stronger and closer to each other.
Tr: Gök, şimdi daha da mavi görünüyordu.
En: The sky now seemed even bluer.
Tr: Yerde halk bayram kutlamalarına devam ederken, Elif ve Kerem, bulutların arasında kayboldukları anı kalplerine kazıdılar.
En: While the people on the ground continued with the festivities, Elif and Kerem etched the moment they disappeared among the clouds in their hearts.
Tr: İşte o an, sadece onlara aitti.
En: That moment belonged to them alone.
Vocabulary Words:
- glowing: parlıyordu
- shades: tonlarında
- fairy-tale: masalsı
- preparing: hazırlanıyordu
- sway: sallamasını
- hesitation: tereddüt
- celebrations: kutlamalara
- adventure: macera
- enchanting: büyüleyiciydi
- admiration: hayranlığa
- peaks: zirveleri
- gently: hafifçe
- sudden: aniden
- confidence: güven
- gliding: süzülmek
- descended: indi
- excited: heyecanla
- door: kapısını
- etched: kazıdılar
- landscape: manzarasında
- support: desteği
- participating: katılıyordu
- overcome: yenmeye
- bluer: daha da mavi
- experience: deneyimlerin
- filled: doldurdu
- chimneys: bacaları
- decorated: süslenmişti
- accepted: kabul etti
- felt: hissetti
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company