Echoes of Healing: A Sibling Reunion in Antalya's Hidden Cove
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Echoes of Healing: A Sibling Reunion in Antalya's Hidden Cove
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Echoes of Healing: A Sibling Reunion in Antalya's Hidden Cove Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/echoes-of-healing-a-sibling-reunion-in-antalyas-hidden-cove/ Story Transcript: Tr: Antalya'da bir yaz...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/echoes-of-healing-a-sibling-reunion-in-antalyas-hidden-cove
Story Transcript:
Tr: Antalya'da bir yaz günüydü.
En: It was a summer day in Antalya.
Tr: Güneş parlıyordu ve deniz mavi bir tablo gibi görünüyordu.
En: The sun was shining, and the sea looked like a blue painting.
Tr: Selin ve Emre, çocukken sıkça geldikleri saklı koya gittiler.
En: Selin and Emre went to the hidden cove they often visited as children.
Tr: Aralarındaki mesafe yıllar içinde büyümüştü, ama bu yaz tatili onları yeniden bir araya getirdi.
En: The distance between them had grown over the years, but this summer vacation brought them back together.
Tr: Selin, Emre'nin elini tuttu.
En: Selin held Emre's hand.
Tr: "Emre, burada çok güzel bir yer var.
En: "Emre, there is a very beautiful place here.
Tr: Sakin ve huzurlu," dedi.
En: It's calm and peaceful," she said.
Tr: Emre derin bir nefes aldı.
En: Emre took a deep breath.
Tr: "Evet, burayı hep sevdim," diye yanıtladı.
En: "Yes, I've always loved it here," he replied.
Tr: Sahil boyunca yürüdüler.
En: They walked along the beach.
Tr: Kum ayaklarının altında sıcak ve yumuşaktı.
En: The sand was warm and soft under their feet.
Tr: Selin, geçmişteki tartışmaları düşündü.
En: Selin thought about the arguments from the past.
Tr: Emre'nin ne kadar kırıldığını anladı.
En: She realized how much Emre had been hurt.
Tr: Ama ona nasıl anlatacağını hala bilmiyordu.
En: But she still didn't know how to explain it to him.
Tr: Sessizliğin ardından, Selin konuşmaya başladı.
En: After a moment of silence, Selin started to speak.
Tr: "Emre, sana bir şey itiraf etmem gerekiyor.
En: "Emre, I need to confess something to you.
Tr: Hep seni korumak istedim.
En: I always wanted to protect you.
Tr: Ama bazen fazlasıyla kontrolcü oldum.
En: But sometimes I was too controlling.
Tr: Annemizin hasta olduğunu sakladım.
En: I hid that our mother was sick.
Tr: Bunu yalnız başıma halletmeye çalıştım."
En: I tried to handle it on my own."
Tr: Emre şaşırdı.
En: Emre was surprised.
Tr: "Neden söylemedin?
En: "Why didn't you tell me?
Tr: Ben de yardımcı olabilirdim," diye sordu.
En: I could have helped too," he asked.
Tr: Selin gözyaşlarını tutamadı.
En: Selin couldn't hold back her tears.
Tr: "Senin üzülmeni istemedim.
En: "I didn't want you to be upset.
Tr: Ama yanlış yaptım.
En: But I was wrong.
Tr: Bu seni dışlardı ve sana haksızlık ettim."
En: I excluded you and treated you unfairly."
Tr: Bir an için ikisi de sessiz kaldı.
En: For a moment, both were silent.
Tr: Emre denize doğru baktı.
En: Emre looked out to the sea.
Tr: "Ben de seni anlamaya çalışmadım.
En: "I didn't try to understand you either.
Tr: Seni hep kontrolcü ve baskıcı gördüm.
En: I always saw you as controlling and oppressive.
Tr: Ama bugün anlıyorum ki sen de zorluklar yaşadın."
En: But today I understand that you also faced difficulties."
Tr: İkisi de duygularını ifade etmeyi zor buluyordu.
En: Both found it hard to express their emotions.
Tr: Ama bu sahil, bu saklı koy, onlara güven veriyordu.
En: But this beach, this hidden cove, gave them confidence.
Tr: Selin, Emre'nin gözlerine baktı.
En: Selin looked into Emre's eyes.
Tr: "Seni anlıyorum.
En: "I understand you.
Tr: Ve özür dilerim.
En: And I'm sorry.
Tr: Yeniden başlamaya ne dersin?"
En: How about a fresh start?"
Tr: Emre derin bir nefes daha aldı.
En: Emre took another deep breath.
Tr: Gözleri dolmuştu.
En: His eyes were teary.
Tr: "Tamam, Selin.
En: "Okay, Selin.
Tr: Sana bir şans daha vereceğim.
En: I'll give you another chance.
Tr: Ama bu sefer birbirimizi dinleyelim."
En: But this time, let's listen to each other."
Tr: İkisi de yüzlerinde hafif bir gülümsemeyle birbirine sarıldı.
En: They hugged each other with a slight smile on their faces.
Tr: Aile olmak zordu, ama yeniden başlamak mümkündü.
En: Being family was hard, but a fresh start was possible.
Tr: Selin artık her şeyi kontrol edemeyeceğini biliyordu.
En: Selin now knew she couldn't control everything.
Tr: Emre ise hata yapma hakkının olduğunu anladı.
En: Emre understood that he had the right to make mistakes.
Tr: Böylece, mavi suların yanında, güneşin altında yeniden kaynaştılar.
En: And so, beside the blue waters, under the sun, they reconnected.
Tr: Aralarındaki mesafe, denizin dalgaları gibi hafif hafif kayboldu.
En: The distance between them, like the waves of the sea, gradually faded away.
Tr: Ve o yaz günü, saklı koyda birlikte iyileşmeye başladılar.
En: And on that summer day, in the hidden cove, they began to heal together.
Tr: Birbirlerini anlama yolunda ilk adımı attılar.
En: They took the first step towards understanding each other.
Tr: Yol uzun ve zorlu olabilirdi, ama artık yalnız değillerdi.
En: The road ahead could be long and challenging, but they were no longer alone.
Tr: İkisi de değişmişti ve hayatlarına birlikte yön vermeye karar verdiler.
En: Both had changed and decided to navigate their lives together.
Vocabulary Words:
- cove: koy
- confess: itiraf etmek
- controlling: kontrolcü
- excluded: dışlanan
- unfairly: haksızca
- oppressive: baskıcı
- express: ifade etmek
- confidence: güven
- heal: iyileşmek
- challenging: zorlu
- navigate: yön vermek
- difficulties: zorluklar
- controlling: kontrolcü
- reconnected: yeniden bağlandılar
- distance: mesafe
- holding back: tutmak
- arguments: tartışmalar
- protect: korumak
- exclude: dışlamak
- teary: gözleri dolmuş
- faded: kayboldu
- fresh start: yeniden başlamak
- gradually: hafif hafif
- hurt: kırılmak
- understand: anlamak
- control: kontrol etmek
- together: birlikte
- peaceful: huzurlu
- silent: sessizce
- mistakes: hatalar
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Commenti