Cappadocia Adventures: Balancing Memories and New Beginnings
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Cappadocia Adventures: Balancing Memories and New Beginnings
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Cappadocia Adventures: Balancing Memories and New Beginnings Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/cappadocia-adventures-balancing-memories-and-new-beginnings/ Story Transcript: Tr: Kerem ve Elif, yavaş adımlarla Kapadokya'nın...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/cappadocia-adventures-balancing-memories-and-new-beginnings
Story Transcript:
Tr: Kerem ve Elif, yavaş adımlarla Kapadokya'nın peribacaları arasında yürüyordu.
En: Kerem and Elif were walking slowly among the fairy chimneys of Cappadocia.
Tr: Gökyüzü turuncu ve kırmızı tonlarına bürünmüştü.
En: The sky was cloaked in shades of orange and red.
Tr: Kerem, geçmişte burada ailesiyle geçirdiği yaz tatillerini hatırladı.
En: Kerem remembered the summer vacations he spent here with his family in the past.
Tr: O zamanlar peribacaları daha büyülü gelirdi.
En: Back then, the fairy chimneys seemed more magical.
Tr: Şimdi, yanındaki Elif'e bakarak o eski güzel günleri yeniden yaşamak istiyordu.
En: Now, looking at Elif beside him, he wanted to relive those beautiful old days.
Tr: Elif, rüzgarla uçuşan yaprakların peşinden koşuyordu.
En: Elif was chasing after the leaves flying with the wind.
Tr: Onun gözleri hep yoldaydı, hep ileride.
En: Her eyes were always on the road, always ahead.
Tr: Yeni yerler keşfetmek istiyordu.
En: She wanted to discover new places.
Tr: Kerem'in ise aklında hep anılar vardı.
En: But Kerem had memories constantly on his mind.
Tr: Bir süre sessizce yürüdüler.
En: They walked in silence for a while.
Tr: "Kerem abi," dedi Elif, bir an durarak.
En: "Kerem abi," said Elif, pausing for a moment.
Tr: "Sen neden hep eskiyi düşünüyorsun? Yenilik kötü değil ki!"
En: "Why are you always thinking about the past? Newness isn't bad!"
Tr: Kerem derin bir nefes aldı.
En: Kerem took a deep breath.
Tr: Onun için geçmiş önemliydi.
En: For him, the past was important.
Tr: Anılar, onu bugüne getiren köprülerdi.
En: Memories were the bridges that brought him to today.
Tr: Ama Elif haklıydı.
En: But Elif was right.
Tr: Her defasında eskiyi düşünmek, bugünün güzelliklerini kaçırmasına neden oluyordu.
En: Constantly thinking about the past caused him to miss the beauty of today.
Tr: Bir tepenin başına vardıklarında durdular.
En: When they reached the top of a hill, they stopped.
Tr: Aşağıda uzanan muhteşem manzaraya baktılar.
En: They looked at the magnificent view stretching below.
Tr: Sonbahar yaprakları altın rengine bürünmüştü.
En: The autumn leaves had turned golden.
Tr: Kerem, sessizce yanındaki Elif'e döndü.
En: Kerem turned quietly to Elif beside him.
Tr: "Galiba," dedi düşündükten sonra, "yeni anılar da yaratmalıyız, değil mi?"
En: "I guess," he said after thinking, "we should create new memories, right?"
Tr: Elif gülümsedi.
En: Elif smiled.
Tr: "Evet abi. Geçmiş güzeldi. Ama şimdi de bir o kadar güzel olabilir."
En: "Yes abi. The past was beautiful. But now can be just as beautiful."
Tr: İkisi de tepenin kenarına oturdular. Aşağıdaki manzarayı izlediler.
En: They both sat at the edge of the hill and watched the view below.
Tr: Belki de geçmişle bugün arasında bir denge kurmak en iyisiydi.
En: Perhaps finding a balance between the past and present was best.
Tr: Bu, anılarını korurken yenileri için yer açmaktı.
En: This was about preserving their memories while making room for new ones.
Tr: Kerem ve Elif, o günü birlikte hatırlayacakları bir anı olarak kabul ettiler.
En: Kerem and Elif embraced that day as a memory they would remember together.
Tr: Artık, hem eskiyi hem de yeniyi değerli kılacaklardı.
En: From now on, they would make both the old and the new valuable.
Tr: İki kardeş, yan yana oturdular ve birlikte yeni bir maceranın başladığını hissettiler.
En: The two siblings sat side by side and felt that a new adventure had begun.
Tr: Yeni günlerin getireceği tüm sürprizlere açıktılar.
En: They were open to all the surprises the new days would bring.
Tr: O günün bitiminde, Kerem elini Elif'in omzuna koyarak, "Hadi, daha çok yer keşfedelim," dedi.
En: At the end of that day, Kerem placed his hand on Elif's shoulder and said, "Come on, let's discover more places."
Tr: Elif, abisinin bu değişimine sevinerek, "Tamam Kerem abi," dedi. "Hadi devam edelim."
En: Elif, delighted by her brother's change, said, "Okay Kerem abi. Let's move on."
Tr: Ve böylece, Kapadokya'nın altın rengi altında, iki kardeş yeni anılar oluşturmak üzere yollarına devam ettiler.
En: And so, under the golden hue of Cappadocia, the two siblings continued on their way to create new memories.
Vocabulary Words:
- fairy chimneys: peribacaları
- cloaked: bürünmüştü
- reminisced: hatırladı
- chasing: peşinden koşuyordu
- discover: keşfetmek
- silence: sessizce
- newness: yenilik
- deep breath: derin bir nefes
- bridges: köprüler
- magnificent: muhteşem
- stretching: uzanan
- golden: altın
- balance: denge
- preserving: korumak
- valuable: değerli
- adventure: macera
- surprises: sürprizler
- delighted: sevinerek
- hue: rengi
- reaching: vardıklarında
- embrace: kabul ettiler
- journey: yolculuk
- constantly: her defasında
- introduce: tanıtmak
- relive: yeniden yaşamak
- sibling: kardeş
- edge: kenarı
- surrounding: çevreleyen
- create: oluşturmak
- discover more: daha çok yer keşfetmek
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company