Ayşe's Bargain: Journey Through Istanbul's Grand Bazaar
Iscriviti gratuitamente
Ascolta questo episodio e molti altri. Goditi i migliori podcast su Spreaker!
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Ayşe's Bargain: Journey Through Istanbul's Grand Bazaar Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/ayses-bargain-journey-through-istanbuls-grand-bazaar/ Story Transcript: Tr: Ayşe, yavaş yavaş yürüyordu. En: Ayşe...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/ayses-bargain-journey-through-istanbuls-grand-bazaar
Story Transcript:
Tr: Ayşe, yavaş yavaş yürüyordu.
En: Ayşe was walking slowly.
Tr: İstanbul'un kalbinde, renkli Grand Bazaar içindeydi.
En: She was in the vibrant Grand Bazaar in the heart of Istanbul.
Tr: Gözleri büyük ve parlak dükkanlara bakıyordu.
En: Her eyes were fixed on the large and bright shops.
Tr: Her yer canlı, renkli ve kalabalıktı.
En: Everywhere was lively, colorful, and crowded.
Tr: Bir dükkan, Ayşe'nin dikkatini çekti.
En: One shop caught Ayşe's attention.
Tr: İçerde güzel halılar vardı.
En: Inside, there were beautiful carpets.
Tr: Renkleri canlı, desenleri eşsizdi.
En: Their colors were vivid, and their patterns unique.
Tr: Küçük, zarif bir dükkandı.
En: It was a small, elegant shop.
Tr: Ayşe, dükkanın önünde durdu ve içeri girdi.
En: Ayşe stopped in front of it and went inside.
Tr: Dükkanın sahibi, yaşlı bir adamdı.
En: The shop owner was an old man.
Tr: "Merhaba," dedi gülümseyerek.
En: "Hello," he said, smiling.
Tr: "Hoş geldiniz. Buyrun, bakın lütfen."
En: "Welcome. Please, have a look."
Tr: Ayşe, halılara yaklaştı.
En: Ayşe approached the carpets.
Tr: Bir tanesi, özellikle güzeldi.
En: One in particular was especially beautiful.
Tr: Kırmızı ve altın rengi desenleri vardı.
En: It had red and gold patterns.
Tr: Ayşe halıya dokundu.
En: Ayşe touched the carpet.
Tr: "Bu halı çok güzel," dedi.
En: "This carpet is very beautiful," she said.
Tr: "Fiyatı ne kadar?"
En: "How much does it cost?"
Tr: Dükkan sahibi bir an durdu.
En: The shop owner paused for a moment.
Tr: "Bu halı el yapımıdır," dedi.
En: "This carpet is handmade," he said.
Tr: Çok özel bir halıdır.
En: "It is very special.
Tr: Fiyatı iki bin lira."
En: The price is two thousand lira."
Tr: Ayşe, fiyatın yüksek olduğunu düşündü.
En: Ayşe thought the price was high.
Tr: Ama o halıyı çok beğendi.
En: But she liked the carpet very much.
Tr: Biraz pazarlık yapmaya karar verdi.
En: She decided to do a bit of bargaining.
Tr: "Bu çok pahalı," dedi.
En: "This is very expensive," she said.
Tr: "Bin beş yüz lira olabilir mi?"
En: "Could it be one thousand five hundred lira?"
Tr: Yaşlı adam gözlerini kıstı.
En: The old man squinted his eyes.
Tr: "Hayır," dedi.
En: "No," he said.
Tr: "Bu halı iki bin lira değerinde.
En: "This carpet is worth two thousand lira.
Tr: Ama sizin için, bin sekiz yüz lira olur."
En: But for you, it can be one thousand eight hundred lira."
Tr: Ayşe, tekrar düşündü.
En: Ayşe thought again.
Tr: "Peki," dedi.
En: "Alright," she said.
Tr: "Ya bin yedi yüz lira?"
En: "How about one thousand seven hundred lira?"
Tr: Dükkan sahibi, biraz düşündü. Sonra gülümsedi.
En: The shop owner pondered for a bit, then smiled.
Tr: "Tamam," dedi.
En: "Okay," he said.
Tr: "Anlaştık. Bin yedi yüz lira.
En: "Deal. One thousand seven hundred lira.
Tr: Bu güzel halı artık sizin."
En: This beautiful carpet is now yours."
Tr: Ayşe, çok mutlu oldu.
En: Ayşe was very happy.
Tr: Parayı ödedi ve halıyı aldı.
En: She paid the money and took the carpet.
Tr: Dışarıya çıktığında, Güneş parlıyordu.
En: When she stepped outside, the Sun was shining.
Tr: Grand Bazaar'ın renkli ve canlı sokaklarında yürüdü.
En: She walked through the colorful and lively streets of the Grand Bazaar.
Tr: Kalbinde büyük bir sevgi vardı.
En: She had a heart full of joy.
Tr: İstanbul'da, güzel bir anı daha biriktirmişti.
En: She had created another beautiful memory in Istanbul.
Tr: O gün, Ayşe evine dönerken, elinde güzel halısı, yüzünde büyük bir gülümseme vardı.
En: That day, as Ayşe returned home, holding her beautiful carpet, a big smile spread across her face.
Tr: Çarşının ve pazarlığın tadını çıkarmıştı.
En: She had enjoyed the bazaar and the bargaining.
Tr: Şimdi evinde, yeni halısının üzerinde, İstanbul'un o renkli, canlı gününü hatırlayacaktı.
En: Now, at home, she would remember that colorful and lively day in Istanbul with her new carpet.
Tr: Ve böylece, Ayşe'nin Grand Bazaar macerası mutlu bir şekilde son buldu.
En: And so, Ayşe's Grand Bazaar adventure ended happily.
Vocabulary Words:
- walking: yürüyordu
- slowly: yavaş yavaş
- vibrant: renkli
- heart: kalbinde
- fixed: bakıyordu
- large: büyük
- bright: parlak
- lively: canlı
- crowded: kalabalık
- shop: dükkan
- attention: dikkatini
- carpets: halılar
- colors: renkleri
- vivid: canlı
- patterns: desenleri
- unique: eşsiz
- elegant: zarif
- old: yaşlı
- smiling: gülümseyerek
- touched: dokundu
- handmade: el yapımı
- special: özel
- cost: fiyatı
- paused: durdu
- bargaining: pazarlık
- squinted: gözlerini kıstı
- pondered: düşündü
- deal: anlaştık
- colorful: renkli
- full of joy: büyük bir sevgi
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company