Trascritto

Amidst Aquarium Wander: A Creative Connection Blooms

22 nov 2024 · 16 min. 25 sec.
Amidst Aquarium Wander: A Creative Connection Blooms
Capitoli

01 · Main Story

1 min. 46 sec.

02 · Vocabulary Words

13 min. 1 sec.

Descrizione

Fluent Fiction - Turkish: Amidst Aquarium Wander: A Creative Connection Blooms Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.com/tr/episode/2024-11-22-23-34-02-tr Story Transcript: Tr: İstanbul Akvaryumu, sonbaharın altın tonlarına bürünmüş...

mostra di più
Fluent Fiction - Turkish: Amidst Aquarium Wander: A Creative Connection Blooms
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2024-11-22-23-34-02-tr

Story Transcript:

Tr: İstanbul Akvaryumu, sonbaharın altın tonlarına bürünmüş şehrin göbeğinde bir huzur vahası gibiydi.
En: The İstanbul Akvaryumu was like an oasis of tranquility in the heart of the city draped in the golden tones of autumn.

Tr: Emre, devasa tankların arasından usulca ilerledi.
En: Emre was gently making his way through the massive tanks.

Tr: Balıkların sessiz dansını izlerken, karşılaştığı görüntülerden ilham almayı umuyordu.
En: As he watched the silent dance of the fish, he hoped to draw inspiration from the scenes he encountered.

Tr: Üniversitedeki son projesi için bir konu seçememenin baskısı onu tedirgin ediyordu.
En: The pressure of not being able to choose a topic for his final project at university was making him uneasy.

Tr: Çevre koruma konusunda tutkulu olsa da, kendini yetersiz hissediyordu.
En: Although passionate about environmental conservation, he felt inadequate.

Tr: Aynı akvaryumda, Aylin bir köşede fotoğraf makinesine odaklanmıştı.
En: In the same aquarium, Aylin was focused on her camera in a corner.

Tr: Son sergisi için özel bir kare yakalamaya çalışıyordu.
En: She was trying to capture a special shot for her latest exhibit.

Tr: Yakın zamanda yaşadığı ayrılıktan sonra sanata olan sevgisini kaybetmiş gibi hissediyordu.
En: After a recent breakup, she felt as if she had lost her love for art.

Tr: Her şey gri görünüyordu, tıpkı İstanbul'un sonbahar sabahları gibi.
En: Everything seemed gray, just like İstanbul's autumn mornings.

Tr: Emre birkaç defa derin bir nefes aldıktan sonra Aylin’i fark etti.
En: After taking a few deep breaths, Emre noticed Aylin.

Tr: Genç adam, sıradan bir gününü bu kadar çok şey ifade eden biriyle paylaşabileceğini hiç düşünmemişti.
En: The young man had never thought that he could share an ordinary day with someone who meant so much.

Tr: Ona doğru yavaşça yürüdü.
En: He walked towards her slowly.

Tr: “Merhaba, fotoğraflarınızı çekerken pek çok güzellik tarihe karışıyor olmalı,” dedi Emre utangaç bir gülümsemeyle.
En: “Hello, while you're taking your photos, countless beauties must be fading into history,” said Emre with a shy smile.

Tr: Aylin başını kaldırıp Emre'ye baktı.
En: Aylin looked up at Emre.

Tr: Önce biraz şaşırdı, ama genç adamın samimiyeti onu cesaretlendirdi.
En: At first, she was a bit surprised, but the sincerity of the young man encouraged her.

Tr: “Teşekkür ederim,” diyerek karşılık verdi.
En: “Thank you,” she replied.

Tr: “Denizin altında bambaşka bir dünya var.” İkili, sualtı tünelinin sonunda, yavaş yavaş hareket eden jöle balıklarının önünde durdu.
En: “There's a whole different world under the sea.” The pair stood in front of the slowly moving jellyfish at the end of the underwater tunnel.

Tr: Bu renkli ve zarif yaratıklar etraflarındaki suyun içinde yumuşakça süzülüyordu.
En: These colorful and graceful creatures were gliding gently through the water around them.

Tr: Konuştukça, yavaş yavaş hikayelerini birbirlerine açtılar.
En: As they talked, they slowly opened up their stories to each other.

Tr: Emre, Aylin’e tez konusunun çevre koruma ile ilgili olduğunu anlattı.
En: Emre told Aylin that his thesis topic was about environmental conservation.

Tr: Aylin ise fotoğrafçılık tutkusu ve kendini sanatsal olarak yeniden bulma arayışından bahsetti.
En: Aylin spoke about her passion for photography and her search to rediscover herself artistically.

Tr: Emre, Aylin'den deniz yaşamını farklı bir açıdan düşünmeyi öğrendi.
En: Emre learned to think about marine life from a different perspective thanks to Aylin.

Tr: Aylin ise, Emre'nin deniz biyolojisi hakkındaki bilgisiyle ilham bulmuştu.
En: She, in turn, was inspired by Emre’s knowledge of marine biology.

Tr: “Seninle çalışmanın bana yeni bir perspektif kazandıracağına inanıyorum,” dedi Aylin.
En: “I believe that working with you will give me a new perspective,” Aylin said.

Tr: “Belki birlikte bu projeyi daha anlamlı hale getirebiliriz.” Zaman geçtikçe Emre, içindeki güvenin yeniden canlandığını hissetti.
En: “Maybe together we can make this project more meaningful.” As time passed, Emre felt the confidence within him being rekindled.

Tr: Yeni dostluk sayesinde, projeleri ve hayalleri için kuvvet buldu.
En: Thanks to the new friendship, he found strength for his projects and dreams.

Tr: Aylin ise, fotoğraf makinesini yeniden eline aldığında hayata duyduğu aşkı yeniden bulmuştu.
En: Aylin, when she picked up her camera again, rediscovered her love for life.

Tr: Şehrin yoğunluğu arasında bir denge bulmuşlardı.
En: Amidst the intensity of the city, they had found a balance.

Tr: Birbirlerine ihtiyaç duyduklarını fark etmişlerdi.
En: They realized that they needed each other.

Tr: O gün, akvaryumun çıkışında birbirlerine teşekkür ederken, hem işbirliğinin hem de güzel paylaşılan anların getirdiği sevinci hissediyorlardı.
En: That day, as they thanked each other at the exit of the aquarium, they felt the joy that comes with both collaboration and shared beautiful moments.

Tr: Şehrin yoğunluğu ve altın rengi yapraklar arasında, belki bir ilişki filizleniyordu.
En: Amongst the hustle and bustle of the city and the golden leaves, perhaps a relationship was budding.

Tr: İstanbul’un sonbaharı sadece yaprakları değil, ruhları da değiştiriyordu.
En: İstanbul’s autumn was changing not only the leaves but also their spirits.


Vocabulary Words:
  • oasis: vaha
  • tranquility: huzur
  • massive: devasa
  • tank: tank
  • inspiration: ilham
  • pressure: baskı
  • adequate: yeterli
  • capture: yakalama
  • exhibit: sergi
  • sincerity: samimiyet
  • glide: süzülmek
  • creature: yaratık
  • graceful: zarif
  • story: hikaye
  • perspective: perspektif
  • rekindle: yeniden canlandırmak
  • amidst: arasında
  • hustle: koşuşturma
  • bustle: hayhuy
  • balance: denge
  • rediscover: yeniden keşfetmek
  • confidence: güven
  • collaboration: işbirliği
  • budding: filizlenen
  • conservation: koruma
  • uneasy: tedirgin
  • encounter: karşılaşma
  • share: paylaşmak
  • different: farklı
  • meaningful: anlamlı
mostra meno
Informazioni
Autore FluentFiction.org
Organizzazione Kameron Kilchrist
Sito www.fluentfiction.com
Tag

Sembra che non tu non abbia alcun episodio attivo

Sfoglia il catalogo di Spreaker per scoprire nuovi contenuti

Corrente

Copertina del podcast

Sembra che non ci sia nessun episodio nella tua coda

Sfoglia il catalogo di Spreaker per scoprire nuovi contenuti

Successivo

Copertina dell'episodio Copertina dell'episodio

Che silenzio che c’è...

È tempo di scoprire nuovi episodi!

Scopri
La tua Libreria
Cerca