26 DIC 2023 · Şiirin hikayesi:
Olay 19. YY'ın sonları Osmanlı'sında geçmektedir. Bursa'nın bir köyünde rahmetli babasından miras meslek olan marangozlukla geçinen ve yaşlı annesi ile yaşayan Ali'nin çocukluk aşkı ile evlenmesi için kızın ailesi tarafından yüksek miktarda başlık parası istenir. Aslında amaçları kızlarını merhum köy ağasının körpe zengin oğluna vermektir. Ali'ye vermeyip vazgeçirmektir fakat Ali vazgeçmeden bu parayı toplamak ve sevdiğine kavuşmak için gece gündüz çalışır. Şehirde iş bulur ve yaşlı annesini zor da olsa bırakıp "geri geleceğim" diyerek şehre taşınır. Aradan aylar geçer. Bu sürede sevdiğiyle gizlice mektuplaşırlar. Zaman geçtikçe mektupların sıklığı da sıcaklığı da azalmaya başlar. Parayı biriktirmeye yakındır. Gittiğimde güzel görüneyim paralı görüneyim ağa gibi olayım diye en fiyakalı kıyafetleri seçer. Şehirde gördüğü gömlekli memurlara, mektepli devşirmelere özenir ve beyaz fiyakalı bir gömlek alır. Gömleğini giymiş üzerini toparlarken postacı gelir. Mektup yarindendir heyecanla açtığında "Beni başkasına verdiler" yazdığını görür. Ali haberi alır almaz üzerini dahi değiştirmeden göz yaşları içerisinde köye dönüş yapar. Geldiğinde köyün delisi karşılar hiçbir yumuşatma yapmadan "başın sağ olsun annen öldü. Geç geldin". Annesinin vefat haberini oracıkta öğrenir. Dünyası başına yıkılmış halde sendeleyerek eve doğru yürürken sevdiğini görür. Kız, Ali'yi teselli eder ve yürümeye başlarlar. Ali nereye gittiğini bile anlamaz bir evin avlusundan içeri girdiğinde ani bir tüfek sesi duyulur Ali daha ellerini kulaklarına götürmeden eline o anda silah tutuşturulur hızlıca ortalık ayağa kalkar. Yerde merhum ağanın çoktan mefta olmuş oğlu. Feryat figan havada uçuşur. Ağanın oğlunun tek varisi karısına yani sevdiği kıza bakar öylece donakalmış halde. Herkes etrafına toplanmaya ve bırak silahı diye bağırmaya başlar bu sırada sevdiği kızın bir şeyler anlattığını görür, anlamaz. Kalabalığa bakar. Etrafına bakar. Avluda bir mecmua(dergi) görür. Orada kalır gözleri dili donar aklı donar. Ruhu ayrılmıştır adeta bedeninden. Kendindeyken son gördüğü şey odur. Ondan sonrası Ali için olmamıştır. Polisler Ali'yi götürmüş sorguya almışsa da Ali tek bir kelime etmemiştir. Haline acıyan gardiyan Ali'ye bugün son günün diye acıyarak seslenir. O sırada köşede çıkarmamakta ısrar ettiği gömleği üzerindeyken dizlerine sarılmış ileri geri kafasını sallar haldedir. İlk defa bir şeyler mırıldandığına şahit olur o an gardiyan. Hemen okuma yazma bilen arkadaşını çağırır ve söylediklerini not al önemli olabilir der. Not aldıklarında 5 satırlık bir şiir olduğunu fark ederler. Ali'nin kendinde olmadan söylediği son sözlerdir bunlar.