Info
Dini gündemlere uygun cevaplar
14 OTT 2024 · - Dr. Yüksel Çayıroğlu, teodisinin kavramını ele alarak dünyada neden kötülük olduğu ve bunun herkesi nasıl ilgilendirdiğini inceliyor. Teodise, kötülük problemine cevap aramayı ve tanrının, kötülüklerin varlığıyla nasıl bağdaştırılacağını incelemeyi içerir. Videoda, bu konunun kimleri ilgilendirdiği ve günümüzde neden önemli olduğu üzerinde duruluyor. İman sahibi insanların bile kötülükleri sorguladığı ve tatmin edici cevaplar aradığı belirtiliyor. Ayrıca, ateistlerin kötülüğü, tanrının yokluğuna bir delil olarak kullandığına dikkat çekiliyor. Video, insanların kötülüğü kendilerini merkeze alarak açıklamaya çalıştığını ve bunun da bazen yanlış sonuçlara, hatta ateizme yol açabileceğini vurguluyor. Kötülüğü anlamak için kötülüğün bir bütünün parçası olduğu geniş bir bağlamda ele almak gerektiğini belirtiyor. Bu, kötülük problemini sadece akli sınırlarla çözmenin yetersiz olacağını, çünkü bu tür bir yaklaşımın sadece zanlar ve tahminlerle dolu olduğunu öne sürüyor. Sonuç olarak, kötülük probleminin, insanın varoluşsal sorularına ve ilahi plana dair derin konulara dayandığı ve sadece akıl yoluyla değil, aynı zamanda iman ve ilahi adalet gibi kavramlarla ele alınması gerektiği vurgulanıyor. Bu konunun, insanın dünyadaki varoluş amacına, cennet ve cehennem kavramlarına, kader ve ilahi hikmete olan bakış açısını da içerdiği ifade ediliyor. Dr.Çayıroğlu, kötülük problemine dair farklı yaklaşımları inceliyor ve insanların bu konudaki tereddütlerini ve sorgulamalarını ele alıyor. Ayrıca, bu soruların günümüzde neden daha fazla tartışıldığına ve insanların dünyadaki kötülükleri anlama ve kabul etme çabalarına değiniyor. Yüksel Hoca, kötülük problemiyle ilgili çeşitli örnekler vererek insanların eylemleri ve Allah'ın tasarrufları arasındaki ilişkiyi anlamaya çalıştığını vurguluyor. Ayrıca, insanların dünyadaki kötülükleri anlamak için doğru perspektife sahip olmalarının önemine değiniyor ve kötülük problemine sadece akli sınırlarla yaklaşmanın yetersiz olduğunu belirtiyor.
14 OTT 2024 · Kötülük problemi, uzun asırlardır filozofları, düşünürleri ve teologları meşgul eden temel bir felsefi sorundur. Bu konu, genellikle teodise adı verilen bir kavramla ele alınır. Teodise, iyilik dolu ve her şeye gücü yeten bir tanrı tarafından yaratılan bir dünyada kötülüğün varlığını açıklamaya çalışır. Tartışma, doğal afetler, hayvanların acı çekmesi, insan hastalıkları, savaş ve adaletsizlik gibi çeşitli kötülüklerin boyutlarını inceler. Bunlar, kötülük probleminin çözülmesini zorlaştıran karmaşık ve çeşitli konulardır. Farklı teodise yaklaşımları öne sürülür. Bunlar arasında ceza, deneme ve özgür irade teodisileri bulunur. Her bir teodise, kötülüğün varlığını açıklamak için farklı bir yaklaşım sunar. Ancak, tartışma, bu teodisilerden hangisinin doğru olduğuna net bir şekilde karar vermez. Dr. Çayıroğlu, deizmdeki pasif ilah inancı ile ilahın tüm kötülüklerden sorumlu tutulması arasındaki çelişkiyi vurgular. Bu çelişki, ilahi bilgelik ve adaletin anlaşılmasının önemini ortaya koyar. Deist bir bakış açısına göre ilah, kainatı yaratıp kendi haline bırakmış gibi görünse de, kötülüklerin varlığıyla ilgili sorumluluğunu tartışırken bu görüşü sorgular.
14 OTT 2024 · Dr Yüksel Çayıroğlu, kötülük kavramının İslam inancında Kur'an ve peygamber geleneğiyle nasıl ilişkilendirildiğini açıklar. Marifetullah bilgisinin önemine vurgu yaparak, Allah'ın adil olduğu, kuluna zulmetmeyeceği ve her şeyde hikmet bulunduğu belirtilir. İnsanın kötülüğe bakış açısının, Allah'ın isimlerini anlayışı üzerinden şekillendirilmesi gerektiği ifade edilir. Ayrıca, kötülüğün kaynağının insanın kendi tercihleri olduğu vurgulanır. İnsanın özgür iradesiyle kötülüğü seçmesi, bu iradenin yaratıcı olan Allah tarafından sağlandığı, ancak kötülüğün varlığının insanın tercihlerinden kaynaklandığı belirtilir. İrade özgürlüğü olmadan, iyiliğin de bir anlamı olmayacağı ifade edilir. Video, kötülüğün sadece insan fiilleriyle sınırlı olmadığını, doğada da bulunduğunu ancak asıl kötülüğün insanın tercihleriyle ilgili olduğunu vurgular. Sonuç olarak, kötülüğün varlığının insanın özgür iradesi ve tercihleriyle ilişkilendirilmesi gerektiği ve bu nedenle kötülüğün Allah'a değil, insanın kendi tercihlerine bağlanması gerektiği öne sürülür.
14 OTT 2024 · Dr. Yüksel Çayıroğlu'nun sunduğu programın ana başlıkları şöyle:
Dr. Yüksel Çayıroğlu deizm ve gençler arasında yaygınlığı artan deizm akımını ele almaktadır. Dr. Çayıroğlu, deizmin ne olduğunu, deistlerin din ve Allah hakkındaki düşüncelerini, deizmin kaynağını ve yayılma sebeplerini açıklamaktadır. Ayrıca, deizmin İslam'a uygunluğunu ve gençlerin deizme karşı korunması gereken hususları ele almayı planladığını belirtmektedir.
- Deizm Türkiye ve dünya genelinde artan bir eğilimdir, özellikle gençler arasında popülerlik kazanmaktadır.
- Deizm, dinin reddi ve yaratıcının kabul edilmesi temeline dayanır.
- Türkiye'de yapılan araştırmalar, deistlerin sayısının %6 civarında olduğunu göstermektedir.
- Deizm, dinî temsilcilere ve dini kurallara karşı bir tepkinin sonucu olarak ortaya çıkar ve genellikle dini otoriteye karşı bir muhalefeti yansıtır.
- Deistler, kainatın işleyişini doğal yasalara bağlarlar ve genellikle dini metinleri ve peygamberleri reddederler.
14 OTT 2024 · Dr.Yüksel Çayıroğu Dini Gündem'in yeni bölümünde ''Musibetler ve kader ilişkisi'' üzerine bir değerlendirme yapıyor. - Musibet ve bela tanımı: Hoş olmayan, zarar veren, can sıkan olaylar olarak tanımlanıyor. Hem doğal (örneğin depremler) hem de insan kaynaklı musibetler (örneğin zulüm) ele alınıyor. - Kader ve insan iradesi ilişkisi: İnsan iradesinin mahiyeti ve kaderin ilişkisi üzerine belirsizlikler bulunuyor. Musibetlerin kaderle mi ilişkili olduğu yoksa maddi sebeplere mi bağlı olduğu tartışılıyor. - Sebeplere riayet: Musibetlerin arkasındaki sebeplerin bilinmesi ve tedbirler alınması gerektiği vurgulanıyor. Sebeplere riayet etmek, Allah'a saygının ifadesi olarak görülüyor. - Kulluk ve musibetler: Müslümanların musibetlere karşı aldıkları tavır, düşünce ve duyguların kullukla ilişkilendiriliyor. Her olayın Allah'ın izniyle olduğuna inanılıyor ve bu inanç doğrultusunda hareket edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
14 OTT 2024 · - Dr. Yüksel Çayıroğlu'nun hazırladığı programın yeni bölümünde "Kadere iman eden kederden emin olur." hadis-i şerifi ele alınıyor. - Hayatta çeşitli kederler ve zorluklarla karşılaşılıyor: hastalıklar, kayıplar, doğal afetler. - İnsanların kederle baş etme yöntemleri: kabullenme ve şikayet etme/isyana girme. - Kabullenmenin psikolojik etkileri: sabır gösterme, çözüm üretme yeteneği. - Kadere imanın anlamı: olayları Allah'ın takdiri olarak görmek, güç ve iradeyi artırma, hayatın realiteleriyle başa çıkma gücü verme.
14 OTT 2024 · - Konu: Allah hakkında Hüsnü Zan ve Sui Zan - Hüsnü Zan kavramı: Müminlerin iyi zan beslemesi, kötü zandan kaçınması; Kur'an'ın emri. - Sui Zan: Kur'an'da kötü zandan kaçınma vurgusu, örnek olarak Hazreti Ayşe'ye atılan iftira. - Örnekler: Uhud Savaşı'nda sahabelerin yaşadığı zorluklar, bazılarının Allah'a kötü zan beslemesi. - İbadet ve Dualar: Allah hakkında Hüsnü Zan'ın önemi, duaların etkisi; Müminin Allah'a güzel zan beslemesiyle ilgili hadis ve rivayetler.
14 OTT 2024 · Dr.Yüksel Çayıroğlu programın bu bölümünde ; - Deizmin temel özelliklerini özetleyerek başlıyor, dinlerin reddedildiğini ve Allah'ın pasif bir varlık olarak görüldüğünü belirtiyor. - Deizmin tanımladığı pasif Allah tasavvurunun insan ihtiyaçlarına cevap vermediğini ve Kur'an'daki Allah anlayışıyla uyumsuz olduğunu vurguluyor. - Mantıki açıdan, Allah'ın kainatı yarattıktan sonra ona müdahale etmemesi veya ilgisini kesmesinin mantıksız olduğunu savunuyor. - Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerden yola çıkarak Allah'ın sürekli müdahale ettiğini ve insanla yakın bir ilişkisi olduğunu ifade ediyor. - Son olarak, gençlerin iman konusunda şüpheler içinde olduğunu ve bununla başa çıkmak için doğru bir eğitim ve terbiye metodunun geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor, bu bağlamda iman seferberliğinin önemine işaret ediyor.
14 OTT 2024 · Bu videoda, kötülük problemi üzerine devam eden tartışmalara yer veriliyor. Videoda, kötülüğün dünyada var olmasının nedenleri ve bu kötülüklerin aslında birçok hayrı ve faydayı içinde barındırdığı anlatılıyor. İlk olarak, kötülüğün bizatihi kötülük olsun diye yaratılmadığı, aksine bazı maslahatlar ve faydalar sağlamak için yaratıldığı belirtiliyor. Bediüzzaman Said Nursi'nin bu konudaki görüşüne atıfta bulunarak, küçük bir kötülüğün büyük bir hayrı içinde barındırabileceği ve bu hayrı kaçırmanın daha büyük bir kötülük olacağı ifade ediliyor. İmam Gazali'nin görüşlerine de değiniliyor. Gazali, hiçbir kötülüğün bizatihi kötülük olsun diye yaratılmadığını, bunların neticesinde insanları hayra ulaştıracak sonuçlar doğurduğunu söylüyor. Gazali, bir çocuğun ameliyat edilmesi örneğini vererek, ameliyatın çocuğa kısa süreli acı verse de uzun vadede büyük sağlık sorunlarını engellediğini, bu nedenle aslında iyi bir şey olduğunu anlatıyor. Şeytanın yaratılması konusuna da değiniliyor. Şeytan, genel olarak kötülük sembolü olarak görülse de, onun varlığının insanları sürekli uyanık tutarak, Allah yolunda daha dikkatli ve bilinçli olmaya sevk ettiği belirtiliyor. Bu bağlamda, nefis ve şeytanla mücadelenin insanın olgunlaşmasına ve kemale ermesine vesile olduğu ifade ediliyor. Nefis ve şeytanın olmaması durumunda, insanların nasıl olgunlaşacağı ve mücahede edeceği sorusu üzerinde duruluyor. Bu düşmanlar olmadan insanın sürekli teyakkuzda kalamayacağı ve Allah yolunda sürekli mücadele etmeyeceği belirtiliyor. İslam alimlerinin, dini nefisle mücadele olarak tanımladıkları ifade ediliyor. Nefsin arzularına boyun eğmemek, kişinin faziletli ve erdemli bir insan olmasına yardımcı oluyor. Savaş ve cihat kavramlarına da değiniliyor. Cihadın Kur’ani bir kavram olduğu, savaşın ise cihadın çeşitlerinden sadece biri olduğu ifade ediliyor. Düşman kapıya dayandığında, vatanı, namusu ve özgürlüğü korumak için savaşmanın gerektiği belirtiliyor. Savaşın kötü olduğu kabul edilse de, bu kötülüğün daha büyük kötülükleri önlemek için yapılmasının zorunlu olduğu anlatılıyor. Kangren olan bir uzvun kesilmesi örneği verilerek, bu kötülüğün aslında daha büyük bir kötülüğü önlemek için yapıldığı, aksi takdirde kişinin hayatını kaybedebileceği ifade ediliyor. Aynı şekilde, yaşlılık ve ölüm gibi olguların da mutlak anlamda kötü olmadığı, yaşlılığın ve ölümün insanı Allah’a yaklaştırdığı belirtiliyor. Son olarak, elemlerin ve ağrıların vücudun uyarı mekanizması olduğu ve bu sayede vücuttaki sorunların farkına varıldığı ifade ediliyor. Ağrıların aslında daha büyük sağlık sorunlarından koruyan uyarıcılar olduğu belirtiliyor. Bu tür kötülüklerin hayır ve faydaları içinde barındırdığını görebilmek için olaylara geniş bir perspektiften bakmak gerektiği vurgulanıyor. Peygamber Efendimizin (SAV) de hadislerinde, işlerin sonuçlarına göre değerlendirildiğini ve değer kazandığını belirttiği ifade ediliyor.
5 OTT 2024 · 1. **Dünyanın İyilik ve Kötülük Dengesi:** - Felsefi perspektiflerde dünya ve yaşam hakkındaki görüşler iki uç noktada yoğunlaşır. Schopenhauer gibi karamsar filozoflar, dünyayı kötülükle dolu ve yaşanmaya değmez olarak tanımlarlar. Diğer taraftan, Leibniz ve İmam Gazali gibi düşünürler ise bu dünyayı mümkün olan en iyi dünya olarak görürler. 2. **Kötülüğün Göreceliği:** - Kötülük, genellikle spesifik olumsuz deneyimler üzerinden algılanır. Yağmur, güneş ışığı, ateş veya yılan gibi unsurlar, birilerine zarar verebilir ama aynı unsurlar başkaları için hayati önem taşıyabilir. Bu nedenle, birine zarar veren bir şey, başka biri için faydalı veya nötr olabilir. 3. **Kötülüğün İstisnai Doğası:** - İnsan yaşamında kötülükler genellikle arizi ve istisnai olaylardır. Sağlıklı ve mutlu günler, hastalıklı ve acı dolu günlerden daha fazladır. Schopenhauer'in aksine, çoğu insan yaşamını olumlu deneyimlerle doldurur ve genel olarak dünya iyiliklerin hakim olduğu bir yer olarak kabul edilebilir. 4. **Doğal Süreçler ve Kötülük Algısı:** - Depremler veya doğal afetler, yer kabuğunun şekillenmesi ve ekosistemin dengelenmesi gibi faydalar sağlayabilir. Bu olaylar, mutlak kötülük olarak algılanmamalıdır. Aynı şekilde, doğada görülen zararlı hayvanlar da ekolojik dengede önemli bir rol oynarlar. 5. **İnsan Doğası ve Ahlak:** - İnsanlar doğuştan saf ve iyidir (fıtrat). Ancak çevresel faktörler ve kötü eğitim ile bozulabilirler. İslam inancında, her insan günahsız ve temiz doğar. Kötülükler, genellikle yanlış eğitim ve kötü çevre koşulları sonucunda ortaya çıkar. 6. **Ahlaki Yasalar ve İnsanın Rolü:** - Kötülüklerin insan müdahalesiyle artması mümkündür. İnsanlar, doğanın dengesini bozduğunda daha fazla kötülükle karşılaşabilirler. Ancak, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi filozoflar, kötülüklerin genel iyilik içinde küçük ve istisnai olduğunu savunurlar. 7. **Kötülüğün İzafi ve Mutlak Olmayan Doğası:** - Kötülükler izafidir ve mutlak değildir. Herkes için ve her zaman kötülük olarak tanımlanacak bir şey yoktur. Musibetler ve felaketler, bazen saadet ve fayda getirebilir. Mevlana ve Bediüzzaman gibi düşünürler, kötülüklerin aslında daha büyük iyiliklere vesile olabileceğini ifade ederler. 8. **Sonuç:** - Dünya ve yaşam, hem iyilik hem de kötülük içerir. Ancak, genel olarak iyiliklerin hakim olduğu, kötülüklerin ise arizi ve istisnai olduğu bir dengeye sahiptir. Kötülüklerin yokluğu değil, azlığı ve göreceliği üzerinde durulmalıdır. Bu bakış açısıyla, dünyayı daha iyi anlamak ve kötülük problemini daha doğru değerlendirmek mümkündür.
Dini gündemlere uygun cevaplar
Informazioni
Autore | Raindrops Tv |
Organizzazione | RaindropsTv |
Categorie | Islam |
Sito | - |
- |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company