Yolculuğumuz Karadeniz’in Şavşat ve Macahel bölgelerine. Şavşat’ta hem yaz hem de sonbahar deneyimlerimi paylaşıp, Macahel’den de bir parmak bal çalıyorum sizlere.
Şavşat demek, alçalıp yükselen tepeleri arşınlamak, bulutların üstünde yürümek, yeşilin, mavinin, bulutlar ve sisle dansını izlemek, buz gibi göller ve şelalelerde serinlemek, dalından ahududu, böğürtlen, yaban mersini, dağ çileği yemek, Sapsarı hencacalık çiçek tarlalarına dalmak, yemyeşil çimenlerde yuvarlanmak, gökyüzüne uzanan salıncaklarda sallanmak, ulu ağaçlara sarılmak, nefis Karadeniz lezzetleri ve çayının tadına varmak, kemençe eşliğinde Karadeniz türküleri söyleyip, horon vurmak, dimdik patikalarda ayaklarının altında uzanan çam ormanları manzaralarına hayran kalmak, her köşe başında yüreğini hoplatan yeni doğa harikaları görmek, aynı gün içinde farklı mevsimleri yaşayıp, yağmur, çamur, rüzgar, soğuk, sıcak demeden doğaya teslim olmak, doğanın cömertliği ile bilinmezliğinin, sevgisi ile sertliğinin, şefkati ile haşmetinin yan yana olduğuna şahit olmak, doğanın seni alıp içindeki bilmediğin duygulara savurmasına izin vermek, yolda adımlarını atarken, çıplak kendinle baş başa kalmak, bazen yaralarını sarmak, acılarınla yüzleşmek demek… Ve sana tüm bu duyguları yaşatan doğaya sevgini akıtmak istercesine mutluluktan yerinde duramayıp havalara sıçramak, kısacası yüreğinin bir parçasını orada bırakmak, ve yeniden buluşmak için hep geri dönmek istemek demek…
Şavşat ve Macahel hakkında detaylı bilgilere www.yolculukterapisi.com websitemdeki yazılarımdan ulaşabilirsiniz. İçinizde bir Karadeniz coşkusu ve gülümsemesi yaşatabilmek dileklerimle.