Son yıllarda afet düzeyindeki orman yangınlarının çoğalması, yangınlara sebebiyet veren faktörlerin arttığını gösteriyor. Uzmanlar bu krize hazırlıklı olunması gerektiği için uyarıyor.
Kısa Dalga’dan Yeşim Özdemir, orman yangınları gerçeğini, konunun uzmanlarıyla tartışıyor/konuşuyor.
Dünyada her yıl yaklaşık 4 bin orman yangını çıkıyor. Ve bu sayı, küresel ısınmanın yarattığı iklim değişikliği, kuraklığın artması, yağışların azalması gibi etkilerle birlikte her geçen yıl katlanarak büyüyor.
Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 2 bin 500 orman yangını yaşanıyor. Bu yangınların yüzde 90’nından insanlar doğrudan sorumlu...
Her yangın sonrasında kamuoyunda, yangın alanın imara açılacağı endişesi ortaya çıkıyor. Yangınların nedeni bilinmiyor, yanan alanlarla ilgili paylaşılan verilere şüpheyle yaklaşılıyor...
İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Orman Fakültesi öğretim üyesi, Prof. Dr. Doğanay Tolunay “Bir yere otel yapılacaksa orayı yakmaya gerek yok” diyerek, ormanların yangına gerek kalmadan yasal zeminde yok edildiğini belirtiyor.
Orman mühendisi emekli Prof. Dr. Tuncay Neyişçi de yanan alanlarla ilgili rant kaygısını duymanın ormanları korumak için yeterli olmadığını ifade ederek, kamuoyu ve STK’ların ranta konu olabilecek alanları karış karış izleyerek ve belli sıklıklarda takip ederek sorumlu davranmaları gerektiğine vurgu yapıyor.
TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk, kamuoyunda oluşan rant kaygısına yönelik “Orman mevzuatımız, ormanların korunması konusunda çok önemli hükümler ve kısıtlamalar getiriyor” diyor.
Türkiye Ormancılar Derneği II. Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara da yasaların koruduğu orman alanlarının yine çıkarılan yasal düzenlemelerle kullanıma açık hale getirildiğine dikkat çekerek “Türkiye’de ormanları korumak değil, kullanmak anlayışı hakim olduğu için yasaların tersine düzenlemeler yapılıyor” diye konuşuyor.