Dr. Kerim Has: Türkiye, ABD-Rusya ikileminde köşeye sıkıştı, İdlib’de yolun sonu göründü, Şam’la diyalog şart
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Descrizione
Ankara, salı günü önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılımıyla Suriye gündemiyle üçlü zirve gerçekleşti. Astana formatının devamı...
mostra di piùCumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılımıyla Suriye gündemiyle üçlü zirve gerçekleşti.
Astana formatının devamı olarak görülen beşinci buluşmada, Erdoğan’ın köşeye sıkıştığı yorumları ağırlık kazanmış durumda.
Ankara’daki üçlü zirve sonrası Erdoğan’ın pozisyonu, parlamentodaki çoğunluğunu yitiren ve üç oylamayı da kaybeden İngiltere Başbakanı Boris Johnson için Guardian’ın attığı “Cornered Johnson” (Köşeye sıkışmış Johnson) manşetini akıllara getirdi.
Erdoğan’ın Suriye politikasında tümüyle yalnız kaldığı bir tabloda gercekleşen zirve, Suriye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair de ipuçları verdi.
AhvalPod’da Moskova’dan programında Rusya uzmanı Dr. Kerim Has ile zirveden öne çıkan başlıkları ve Suriye’de bundan sonrası için olası gelişmeleri konuştuk.
Zira, Putin, "İdlib'de Suriye ordusunu destekleyeceğiz" derken, Ruhani'den de tam destek aldı.
Has, zirvedeki en net sonucun Suriye Anayasa Komisyonu konusunda varılan mutabakat olduğunu söylüyor.
Ancak burada da 150 üyelik komisyonda işin zor kısmının bittiğini ama bu süreçte Ankara’ya da baskının artırılacağını düşündüğünü belirten Kerim Has, İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yaptığı kısa değerlendirmede, Türkiye’nin sorumluluklarını yerine getirmediğini söylediğine dikkat çekiyor.
Ruhani’nin önceki zirvelere göre çok daha sert ifadeler kullandığını kaydeden Has, İran Cumhurbaşkanı’nın, “Dokuz seneden beri Suriye halkı teröristlerden eziyet çekmektedir, baskı görmektedir. Biliyoruz ki bu teröristler kim tarafından destekleniyor. Bazılarının peşinde olduğu yönetimi değiştirme yaklaşımlarının bu süreçte elde edilen tecrübeler ışığında artık geçerliliğini yitirdiğine inanıyoruz" sözlerinin manidar olduğunu vurguluyor:
“Ruhani belki daha çok ABD’yi kastetti ama üzerine mesaj alması gereken herkese de gönderme yaptı.”
“Türkiye, İdlib konusunda köşeye sıkıştırılmış bir pozisyonda bırakılmış gözüküyor” diyen Has, “Ankara’ya, ‘İdlib’de yolun sonunun görüldüğü ve kendisine bir çıkış bulması gerektiği’ mesajı verildi” görüşünü dile getiriyor.
Has, Türkiye’nin her geçen gün daha da köşeye sıkışmış bir pozisyona gireceğini öngörüyor ve ekliyor:
“Türk askeri Rus askerinin gözetimi altına girmişti. Bu son madde ile ileride olası zayiatın önlenmesi amaçlanmış. Zaman içerisinde Türk asker noktaları peyder pey Suriye rejim güçleri tarafından kuşatılacak. Bunlardan dolayı da her seferinde Erdoğan belki de Rusya’ya gitmek zorunda kalacak. İdlib meselesinden anladığımız, Erdoğan’ın Moskova ziyaretlerini sıklaştıracağı yolunda.”
Ruhani’nin ilk defa bu kadar netlikte Adana mutabakatına atıf yapmasının da önemli olduğunu söyleyen Has, “Putin daha önce bunu gündeme getirmişti bildiğiniz üzere. Burada İran desteğini de almış olması önemli. Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda ABD ile iş tutması hem Moskova’da hem de Tahran’da rahatsızlık oluşturmuş gözüküyor. Putin, Ankara’ya bir anlamda Şam’la temas kurup Adana mutabakatını harekete geçirin mesajı vermiş oldu” diyor.
Kerim Has, buradan çıkışın makul ve en kestirme yolunun bir an önce Şam’la doğrudan diyaloğu başlatmak olacağını düşünüyor.
“Suriye’de Esad rejimine askeri lojistik verilmesi gerekecek” diyen Has, “Bu, Esad’a yönelik herhangi bir pozitif duygular beslediğim için değil… Ama neticede devletler çıkarlarına bakıyor. Ankara’nın çıkarlarını kişisel öfkelerinin önüne koyması gerekiyor. Burada, İdlib’deki radikal grupların silah bırakmaya zorlanması gerekiyor ve lojistik desteğin kesilmesi şart. Belki silah bırakma sonrası daha sofistike bir af çıkarma olabilir. Bunun da şartı bir an önce bu grupların silah bırakılmaya Türkiye’nin zorlayıcı bir rol oynaması gerekir” ifadesini kullanıyor.
Tarafların Suriye’deki soruna bakış açısında ayrılıklarının devam ettiğini belirten Has, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Erdoğan, yanında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yer alırken Putin’in yanında ise savunma bakanı, dışişleri bakanı ve Suriye konusuna hâkim olan yardımcısı yer aldı. Türkiye TOKİ derken Rusya tarafı ‘İdlib’i halletmemiz lazım, Şam’la diyalog şart’ diyor.”
Son olarak Esad’la uzlaşı ihtimaline ilişkin Suriye hükümetinin Birleşmiş Milletler’e yolladığı mektubu değerlendiren Has, YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri için (SDG) “bölücü terör örgütü” ifadesini kullanılmasının önemli olduğunu ifade ediyor ve ekliyor:
“Bir anlamda Esad yönetimi, Ankara’ya bu konuda işbirliğine açığız mesajı vermiş oluyor. Ama Esad yönetimi ile Ankara anlaşsa dahi YPG’nin bölgeden çıkarılması o kadar kolay değil. ABD desteği oldukça YPG varlığı devam edecektir. Bu başlı başına bölgedeki Kürt sorununu da çözmeyecektir. Bunlar, insani hukuk standartlarının hayata geçirilmesiyle olabilecek şeyler.”
Informazioni
Autore | Ahval |
Organizzazione | Ahval |
Sito | - |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company