Weddings & Wonders: Embracing Chaos at Fethiye Sunset Plaza
Iscriviti gratuitamente
Ascolta questo episodio e molti altri. Goditi i migliori podcast su Spreaker!
Scarica e ascolta ovunque
Scarica i tuoi episodi preferiti e goditi l'ascolto, ovunque tu sia! Iscriviti o accedi ora per ascoltare offline.
Weddings & Wonders: Embracing Chaos at Fethiye Sunset Plaza
Questa è una trascrizione generata automaticamente. Si prega di notare che non è garantita la completa accuratezza.
Capitoli
Descrizione
Fluent Fiction - Turkish: Weddings & Wonders: Embracing Chaos at Fethiye Sunset Plaza Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/weddings-wonders-embracing-chaos-at-fethiye-sunset-plaza/ Story Transcript: Tr: Fethiye Sunset Plaza'da sonbaharın...
mostra di piùFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/weddings-wonders-embracing-chaos-at-fethiye-sunset-plaza
Story Transcript:
Tr: Fethiye Sunset Plaza'da sonbaharın büyüleyici gün batımı, gökyüzünü turuncu ve pembe tonlarına boyamıştı.
En: At Fethiye Sunset Plaza, the enchanting autumn sunset had painted the sky in shades of orange and pink.
Tr: Hafif bir rüzgar denizden esmeye devam ediyordu.
En: A gentle breeze continued to blow from the sea.
Tr: Esra, bu güzel manzaraya dalıp gitmişti.
En: Esra was lost in this beautiful view.
Tr: Kardeşi Deniz’in düğününe sadece birkaç gün kalmıştı ve her şeyin mükemmel olması gerekiyordu.
En: There were only a few days left until her sister Deniz’s wedding, and everything had to be perfect.
Tr: Esra, düğün hazırlıklarının en ince ayrıntısına kadar titizlikle ilgileniyordu.
En: Esra was meticulously involved in every detail of the wedding preparations.
Tr: Ancak içinde bir huzursuzluk vardı.
En: However, she felt a restlessness within.
Tr: Kendi geleceği ile ilgili aklında belirsizlikler dolanıyordu.
En: Uncertainties about her own future were swirling in her mind.
Tr: Herkes ondan her şeyi mükemmel yapmasını bekliyordu, ama ya kendi hayatına odaklanmayı unutmuşsa?
En: Everyone expected her to make everything perfect, but what if she had forgotten to focus on her own life?
Tr: O gün, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle kutlamalar da yapılacaktı.
En: That day, celebrations were also being held due to Republic Day.
Tr: İnsanlar meydanlarda toplanmış, coşkulu bir gün geçiriyordu.
En: People gathered in the squares, enjoying a jubilant day.
Tr: Ancak Esra için kutlamalar yerine düğün hazırlıkları öncelikliydi.
En: However, for Esra, wedding preparations took precedence over the celebrations.
Tr: Organizasyon şirketiyle detayları görüşmek, çiçeklerin düzenini kontrol etmek ve catering firmasıyla son konuşmaları yapmak, birbiri ardına sıralanıyordu.
En: Meeting with the event company to discuss details, checking the arrangement of the flowers, and having final talks with the catering firm lined up one after another.
Tr: Bir an için dinlenmeye karar verdi.
En: She decided to take a moment to rest.
Tr: Plaza'nın bir köşesinde denize karşı oturdu.
En: She sat by the sea in a corner of the plaza.
Tr: Gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı.
En: She closed her eyes and took a deep breath.
Tr: Bu birkaç dakikalık sessizlik ona iyi gelmişti.
En: This few minutes of silence did her good.
Tr: Kendisine bunu neden yaptığını sordu.
En: She asked herself why she was doing this.
Tr: En önemlisi, bu anı neden bu kadar özel kılmak istediğini hatırlamaya çalıştı.
En: Most importantly, she tried to remember why she wanted to make this moment so special.
Tr: Düğün günü, her şey yolunda gidiyormuş gibi görünüyordu.
En: On the wedding day, everything seemed to be going well.
Tr: Gelin ve damat hazırdı.
En: The bride and groom were ready.
Tr: Misafirler yerlerini almıştı.
En: Guests had taken their places.
Tr: Ancak tam düğün başlamadan birkaç dakika önce, bir elektrik kesintisi yaşandı.
En: But just a few minutes before the wedding was to start, there was a power outage.
Tr: Esra'nın kalbine kısa süreli bir panik hâkim oldu.
En: Panic briefly gripped Esra's heart.
Tr: Ama çabuk toparlandı.
En: But she quickly recovered.
Tr: Dış mekan törenine karar verdi.
En: She decided to have an outdoor ceremony.
Tr: "Mumları getirin!" diye bağırdı ekibine.
En: "Bring the candles!" she shouted to her team.
Tr: Balkonlarda, masalarda, yolda sıralanan mumlar, ortamı büyülü bir hale bürüdü.
En: Candles lined up on the balconies, tables, and path, transforming the setting into a magical place.
Tr: Deniz ve gelin, mum ışığında yürürken, davetlilerden alkış sesleri yükseldi.
En: As Deniz and the bride walked by candlelight, applause erupted from the guests.
Tr: Durumun kaostan neşeye dönüşmesi hepini şaşırtmıştı.
En: The transformation from chaos to joy had surprised everyone.
Tr: Ve her şey, bu plansızlığın yarattığı güzellikle daha da unutulmaz hale gelmişti.
En: And everything had become even more unforgettable with the beauty created by this unplanned turn of events.
Tr: Gecenin sonunda, Esra derin bir nefes aldı ve kardeşinin yanına gitti.
En: At the end of the night, Esra took a deep breath and went to her sister.
Tr: "Her şey harikaydı," dedi Deniz, gözlerinin parladığını görüyordu.
En: "Everything was wonderful," Deniz said, and Esra could see her eyes sparkling.
Tr: Esra için bu, çok şey ifade ediyordu.
En: This meant a lot to Esra.
Tr: Artık hayatın öngörülemez olduğunu kabul etmeye hazırdı.
En: She was now ready to accept that life was unpredictable.
Tr: Her zamanki gibi kaosu yönlendirmiş, ama bu sefer hayatın sunduğu mucizeleri de kucaklamıştı.
En: She had managed chaos as usual, but this time she had embraced the miracles life offered.
Tr: Anın getirdiklerini düşünerek, geleceğe dair daha az kaygılıydı.
En: Thinking about what the moment had brought, she was less anxious about the future.
Tr: Anlamıştı ki, iyi bir plan kadar, bazen plansızlık da güzelliği yaratabilirdi.
En: She understood that sometimes, as much as a good plan, the lack of a plan could also create beauty.
Vocabulary Words:
- enchanting: büyüleyici
- shades: tonlar
- meticulously: titizlikle
- restlessness: huzursuzluk
- uncertainties: belirsizlikler
- swirling: dolanıyordu
- jubilant: coşkulu
- precedence: öncelikle
- arrangement: düzenini
- catering: catering
- final talks: son konuşmaları
- silence: sessizlik
- sparkling: parlayan
- outdoor: dış mekan
- ceremony: tören
- candles: mumlar
- balconies: balkonlar
- applause: alkış
- transformation: dönüşüm
- unforgettable: unutulmaz
- embraced: kucaklamıştı
- miracles: mucizeler
- managed: yönlendirmiş
- unpredictable: öngörülemez
- plaza: plaza
- celebrations: kutlamalar
- emerged: ortaya çıktı
- anticipate: beklemek
- chaos: kaos
- overlooked: göz ardı etmiş
Informazioni
Autore | FluentFiction.org |
Organizzazione | Kameron Kilchrist |
Sito | www.fluentfiction.org |
Tag |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company